Page 7 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 | 2.Ünite
P. 7

HİKÂYE





                 YAZARIN BİYOGRAFİSİ
               MUSTAFA KUTLU (1947-…):  Cumhuriyet  Dönemi  yazarlarındandır. Erzin-
               can’da doğdu. 1963’te Erzincan Lisesini, 1968’de de Erzurum Atatürk Üniver-
               sitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Birçok türde eser veren yazar,
               edebiyatımızda hikâyeleriyle tanındı. Bireyin iç dünyasını ayrıntılara önem
               vererek anlatan Kutlu, Anadolu insanının derinliğini modern çağa yönelik
               eleştirileriyle birlikte yansıttı. Mustafa  Kutlu;  Türk edebiyatında  özellikle
               hikâye alanında Türk toplumunun yaşadığı toplumsal değişim ve dönüşümü
               konu edinerek önemli bir yere sahip oldu. Yazarın Ortadaki Adam, Yoksulluk
               İçimizde, Ya Tahammül Ya Sefer, Yokuşa Akan Sular, Uzun Hikâye, Bu Böy-
               ledir, Sır hikâye; Şehir Mektupları, Akasya ve Mandolin deneme türündeki
               eserlerinden bazılarıdır.







                 DİL BİLGİSİ


               1.  Aşağıdaki cümleler okuduğunuz metinden alınmıştır. Bu cümlelerde altı çizili kelimelerin ye-
                   rine hangi kelimeleri getirirseniz cümlenin anlamında bir değişme olmaz?
                    •  Bana öyle geliyor ki, istasyonda kucaklaşan insanlar daha bir yakın oluyor birbirine.
                    •  El öpmeler, ağlamalar, nadiren sahte oluyor.
                    •  Yalnız arada iki üç yağmur damlası düşüyordu, o kadar.

               2.  Aşağıdaki parça okuduğunuz metinden alınmıştır. Bu parçada geçen noktalama işaretlerinin
                   parçadaki kullanım amaçlarını açıklayınız.

                   Bir kişi olsaydı, karım olurdu. Elinde buruşuk bir mendil, bir tek karanfil, aceleci ürkek bekler-
                   di. Uzaktan görmesine bayılırım. Koşup gelmezdi, gösterişten hoşlanmazdı. Gözleriyle kucaklardı
                   beni, kimse duymazdı. Omuzundan tutardım, çenesinden öperdim. Evimize doğru giderdik. Yağ-
                   mur belki yağardı, belki yağmazdı. Yolda hiç konuşmazdık, bundan eminim. Yanımda, yapyakı-
                   nımda giderdi, bir de elimi tutardı usulcana.








                                                                                OKUYUNUZ


                  Rasim Özdenören’in aşağıda bir parçası verilen Balkondaki Fısıltı adlı hikâyesinin tamamını
                okuyunuz. Bu hikâyede bireyin iç dünyasının nasıl anlatıldığını sözlü olarak paylaşınız.

                  Ne zaman ona doğru elimi uzatsam elim boşlukta kalıyor. Her günüm Cuma oluyor. Her Cuma
                ona selamımı gönderiyorum. Yılmadan, yılgınlığa düşmeden. Boşluğa bırakılmış bir selam gene de
                muhatabını bulur mu diye kaygılandığım olmuyor değil. Ancak ben, bana düşeni yapıyorum. Bana
                düşen ona selamımı göndermek…
                  Bu sabah karşılaştım onunla.
                  Arkamdan, duyulmayacak kadar uzak bir fısıltı, bu fısıltıyı ancak bir kedi işitebilir, bir de kulak
                zarı onun sesine ayarlanmış olarak duran aşığın kulağı…
                  — Merhaba…







                                                                                                     41
   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12