Page 15 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 | 4.Ünite
P. 15

ROMAN



                Küçük ağa kireç kesilmişti, dili tutulmuş gibi bakıyor, boyuna yutkunuyordu. Usta tekrar sarstı, sonra
             tekrar. Daha sonra da arabasından yana itti:
                “Hadi, götür şehre, hastaneye götür, kan kaybediyor boyuna kan!”
                Kekeledi:
                “Şey edin, şey edin...”
                (...)
                “Ben, ben, ben ne yaptım? Ben ne yaptım?”
                Yerinde döndü, imdat aranır gibi bakındı çevresine. Sonra arabasına koştu. Usta ardından bağırdı:
                “Nereye gidiyorsun?”
                “Ja ja jandarmaya!”
                “Kaçıyorsun değil mi?”
                (...)
                Küçük ağanın aklı birden başına gelmişti. Geçirecek vakti yoktu. Arabasına koştu, titreyen eliyle ka-
             pıyı açtı, girdi, marşa bastıysa da aksilik, almadı. Korkusu çılgınlık derecesine varmıştı. Büyük büyük
             açılmış iri kara gözleriyle patozdan yana baktı: Tek bacaklı, kanlı gövdesiyle Pehlivan Ali’yi patozdan in-
             dirmeye çalışıyorlardı. Usta:
                “Allah yardımcınız olsun oğlum, Allah yardımcınız olsun. Arabası pislenir diye herifi arabasına almı-
             yor!”
                Terli, yorgun ırgatlarda bir homurtu, bir derlenip toplanma oldu:
                “Neee???”
                “Almıyor mu?”
                “Arabası pislenir diye mi?”
                “Ulan kimin işinde oldu bu?”

































                Ali hastaneye götürülmediği için kan kaybından ölür. Olayın meydana geldiği günün gecesi, ırgatba-
              şının kovduğu eski patoz ustaları harman yerini ateşe verir. Kazadan dolayı olay yerine gelen jandar-
              ma; hemen yalancı şahitler ayarlayıp ağayı kurtarmaya çalışan ırgatbaşını, olan biteni olduğu gibi an-
              latan ve Ali’nin ölümünden ağayı sorumlu tutan ustabaşıyı karakola götürür. Köye dönmek üzere olan
              Yusuf her şeyden habersizdir. Karısına Hasan’ın ölümünü nasıl açıklayacağını düşünürken Mıstık’la
              trende karşılaşır. Ondan, Ali’nin de öldüğünü öğrenir. Ertesi gün köye vardığında olan bitenleri Ha-
              san’ın karısı ve kızına anlatır. Ana kız evlerine dönerken yolda Ali’sinin nerde kaldığını öğrenmek için
              Yusuf’un evine giden anasını görürler.

                                                                   Orhan KEMAL, Bereketli Topraklar Üzerinde






                                                                                                    161
   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20