Page 45 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 | 4.Ünite
P. 45
ROMAN
Mahkeme’si gibi ya da ülkenin en basit herhangi bir Sulh Ceza Mahkemesi gibi ya da sizin de hizmet ver-
diğiniz bu onurlu mahkeme gibi. İnsanlarca kurulmuş bütün kurumlar gibi bunların da kusurları vardır
ama bizim ülkemizde mahkemeler insanlar arasında en üst düzeyde eşitliğin gözetildiği kurumlardır,
bizim mahkemelerimiz açısından insanlar eşit yaratılmıştır.
Mahkemelerimizin dürüstlüğüne ve jüri sistemine fazlaca inanan bir idealist değilim-bunları kusur-
suz bulduğumu söyleyemem benim açımdan somut ve işleyen bir gerçekliktir. Baylar, mahkeme bu jü-
ride yer alan ve karşımda oturan sizlerin tek tek hiçbirinizden daha iyi değildir. Bir jüri ne kadar güveni-
lirse mahkeme de o kadar güvenilirdir, jüriyi oluşturan insanlar ne kadar güvenilirse bir jüri de o kadar
güvenilirdir. Sizlerin size sunulan kanıtları öfkeye kapılmadan değerlendireceğinize, bir karara varaca-
ğınıza ve davalıyı ailesinin yanına göndereceğinize güveniyorum. Yüce Tanrı adına görevinizi yapın.”
Atticus’un sesi düştü, jürinin karşısından çekilirken bir şey söyledi ama duyamadım. Sanki jüriye söy-
lermiş gibi değildi, kendi kendine konuşurmuş gibiydi. Jem’e hafif bir yumruk attım. “Ne dedi?”
“Yüce Tanrı adına, ona inanın. Galiba böyle dedi.”
Avukatın bütün savunmasına, suçlamayı destekleyen hiçbir kanıt olmamasına rağmen sadece siyahi
olduğu için Tom Robinson suçlu bulunmuştur ve cezası idamdır. Atticus; Tom Robinson’a bu durumu üst
mahkemeye taşıyacağını, hâlâ kurtulma şansının olabileceğini söylese de Tom, beyaz adamların beyaz-
lara tanıdığı şanslardan bıkmıştır. Kendi şansını kendi yaratmak isteyen Tom, hapishaneden kaçmaya
çalışırken muhafızlar tarafından on yedi kurşunla vurulur ve ölür. Bu durum Atticus’u ve adamın suç-
suzluğuna inanan çocukları çok üzer. Fakat kasaba halkını memnun eder.
Bir gece çocuklar Cadılar Bayramı için gittikleri gösteriden evlerine dönerken saldırıya uğrarlar. Sal-
dırıyı gerçekleştiren kişi, siyahiye iftira atan ve mahkemede de aslında herkesin suçlu olduğunu bildiği
kızın babası yani Bob Ewell’dir. Bu adam daha önce de Avukat Atticus’a saldırmıştır. Çocukları bu saldı-
rıdan, çok korktukları Boo Radley kurtarır.
Harper LEE, Bülbülü Öldürmek
(Türkçesi: Ülker İnce)
METİNDE GEÇEN BAZI KELİME VE KELİME GRUPLARI
bağlam : Olaylar, durumlar, ilişkiler örgüsü veya bağlantısı.
damper : Bir şasinin üzerine takılmış, inip kalkan kasası olan, kendinden hareketli, yükü bo-
şaltan düzen.
içini dökmek : Derdini anlatmak; ferahlamak, rahatlamak.
idealist : Bir amaca çıkar gütmeden bağlı olan kişi.
METİN VE TÜRLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR
Okuduğunuz metin, Harper Lee’nin XX. yüzyıl Amerikan edebiyatının klasiklerinden olan Bülbülü
Öldürmek adlı romanından alınmıştır. Romanda olaylar, 1930’lu yılların Güney Amerika’sında May-
comb adındaki kasabada büyüyen Scout adlı bir kız çocuğunun ağzından anlatılır. Yer yer otobiyog-
rafik özellikler taşıyan roman, “Söylemek istediğim her şeyi bu kitabımda zaten söylemiştim.” diyen
Harper Lee’nin tanınmış eseridir.
Harper Lee; kullandığı yalın ama çarpıcı üslubuyla adalet, özgürlük, eşitlik ve ayrımcılık gibi bü-
tün dünyada hâlâ güncel olan konuları eserin anlatıcısı olan Scout’un büyüme hikâyesiyle birlikte
aktarır. Okuduğunuz metinde de görüldüğü gibi iyilik ve kötülüğü Scout’un gözüyle bireysel, mahke-
medeki jürinin gözüyle toplumsal düzeyde mercek altına alır. Yazar, sadece bir ten rengi farklılığının
haklı olmanın önüne geçebileceğine dikkat çeker. Bülbül mecazıyla da Tom Robinson gibi sesi çıkma-
yan ama masum olan tüm insanları vurgular.
191