Page 27 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 | 5.Ünite
P. 27

TİYATRO





                                                                                  SIRA SİZDE

                 Geyik motifi Türklerin geleneğinde önemli bir yere sahiptir. Geyik avlamanın, özellikle geyik
               yavrusu avlamanın sonunun kötü olacağına dair Anadolu’da yaygın bir inanış vardır. Bu inanış tür-
               külerde, efsanelerde, oyunlarda vb.nde ifadesini bularak hem sözlü hem yazılı geleneğe kaynak-
               lık etmiştir.
                 Alageyik efsanesinin aşağıda verilen bir parçası ile Alageyik adlı halk türküsünü okuyunuz. Oku-
               duğunuz metinleri incelediğiniz Yaralı Geyik metni ile temanın ele alınışı, dil ve üslup özellikleri açı-
               sından karşılaştırarak düşüncelerinizi sınıfta paylaşınız.

                 Alageyik Türküsü
                 Ben de düştüm bir geyiğin avına
                 Geyik çekti beni kendi dağına
                 Tövbeler tövbesi geyik avına
                 Siz gidin kardeşler kaldım kayada.


                 Urganım kayada asılı kaldı
                 Esvabım sandıkta dürülü kaldı
                 Gerdekte nişanlım küsülü kaldı
                 Siz gidin kardeşler kaldım kayada.

                 Kayanın dibine çadır kursunlar
                 Çifte davul çifte zurna vursunlar
                 Kayada kaldığım yare desinler
                 Siz gidin kardeşler kaldım kayada.
                                        (Anonim)

                 Alageyik Efsanesi’nden
                 …kız dik dik, delercesine gözlerini Halilin gözlerine dikti. Dikip öyle kaldı. Bir acayip işti bu…
               Halil şaştı buna. Bundan bir anlam çıkaramadı. “Bir şey mi oldu?”
                 Kız susuyor, bakıyordu.
                 Sonra kız başını kaldırdı: “Halil,” dedi. “Halil! Gel bu işi yapma! Kıyma geyiklere. Eskiler diyorlar
               ki iyi değil bu! Geyik avlayan iflah olmaz, diyorlar,” dedi. “Bu da iş mi!” dedi. “Ne var geyik avlamaz-
               san. Ölür müsün?”
                 Halil gülümsedi.
                 Halil her ata binişinde, bir aydır, anayla sevgili, Halil’in üzengisine yapışıyorlar, ona geyik avına
               gitmemesi için yalvarıyorlardı. Halil de hep böyle aldırmaz gülümsüyordu. Onun, bu sözler, umurun-
               da değildi.
                 Kız:
                 “Halil! Halil,” dedi, “o geyik avını benden çok mu seviyorsun?” Gözleri yaşla doldu.
                 Halil buna da gülümsüyordu.
                 Geyik avını ondan çok mu seviyordu? Hiç düşünmemişti. Ama biliyordu, geyik avı onda bir tutkuy-
               du. Tutkuların belasıydı. Deseler ki, geyik avından mı vazgeçersin, sevgilinden mi vazgeçersin? Halil
               buna bir karşılık veremez, düşünür kalırdı.
                 Kız:
                 “Halil Halil! Düşümde gördüm,” dedi. “Düşümde gördüm ki…”
                 Gerisini getiremedi. Ellerini yüzüne kapattı. Orada, pınarın başında öylece kaldı. Halil onu kaldırdı.
               Sonra da atına atladı gitti.

                                                                          Yaşar KEMAL, Üç Anadolu Efsanesi








                                                                                                    229
   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32