Page 24 - Türk Dili ve Edebiyatı 9 | 6.Ünite
P. 24

6.  Ünite




                  SAFİYE: (...) (Tarık tıraş takımlarını acele toplar, tartışmaktan kaçmak ister) Ne oldu, ne kaçıyorsun?

                  TARIK: (Masum) Ben yine eski yerime gideyim, daha iyi.
                  SAFİYE: Peki peki, sustum işte. (Tarık zaten kalmaya gönüllüdür, takımları tekrar yerleştirir) Ben bu-
               rada meteliğin hesabını yapıyorum.. Hem sana ne canım? Onun kimi kimsesi yokmuş, elbet söner
               öylesinin ocağı. Biz öyle miyiz? Üç oğlumuz var bizim...
                  TARIK: (Acı) Hah!!
                  SAFİYE: O ne demek?

                  TARIK: Ne demek olacak? Bir gün başkalarına muhtaç olacağımıza çocuklarımıza muhtaç olacağız.
               Ne fark var?
                  SAFİYE: Çook...
                  TARIK: Üstelik biri ipsiz serserinin biri.. Öteki dersen...

                  SAFİYE: Tarık!
                  B.ANNE: Uşaklar!

                  SAFİYE: (Bıkkın) Ne var anne?
                  B. ANNE: Affedersin kızım, o çocuğa söyledim ama, zavallı bir şey anlamadı her halde. Gümüşleri
               parlatmayı sakın unutmayın olur mu?
                  SAFİYE: (Kocasına endişe ile bakar) Olur anne.
                  TARIK: (Donuk) Altın kupaları da çıkar. (...) Atlas perdeleri de as. Halı denklerini de açın. (Bağırır)
               Gülsene!
                  (...)

                  Otomobil tamircisi olan Tarık, ortanca oğlu Fazıl’la birlikte çalışmaktadır. Büyük oğlu Nihat,
               eve hiçbir katkısı olmayan, aylak aylak gezip eğlenen biridir. Bir öğrenci olan Özcan ailenin küçük
               oğlu, bir ayağı sakat olan Sevda tek kızıdır. Büyükanne kendini paşa hanımı, torunlarını ise kona-
               ğın hizmetçileri, uşakları sanmaktadır. Tarık; ailesini toplar ve onlara eski bir araba alıp onu tamir
               edeceğini, taksi olarak kullanıp büyük paralar kazanacağını, böylece yoksulluktan kurtulacaklarını
               söyler. Safiye, kızı Sevda’nın çeyizi için sakladığı bileziği kocası Tarık’a arabayı alması için verir. Bu
               arada Sevda, mahalleden görüştüğü bir gence kaçar. Bu olay üzerine Safiye hastalanır. Nihat, anne-
               si için üzülerek kendine zor da gelse babasının yanında çalışmaya başlar. Tarık, uzun ve yorucu bir
               uğraştan sonra arabayı çalıştırmayı başarır ancak araba sürekli arızalandığı için umduğu kazancı
               elde edemez. Birkaç ay sonra Sevda, eve dönmek zorunda kalır çünkü birlikte kaçtığı genç ona nikâh
               kıymamıştır. Sevda’nın eve dönmesi aile bireylerinin birbirine kenetlenmesini sağlar. Tarık, bu kez de
               tamirhaneyi ve arabayı satıp bir bakkal dükkânı açma düşüncesini ortaya atar. Aile bireyleri yeni bir
               umutla Tarık’ın bu hayalini konuşurlarken perde kapanır ve oyun sona erer.
                                                                      Turgut Özakman, Toplu Oyunları-1




                  Metinde Geçen Bazı Kelime ve Kelime Grupları
                mahmuz: Çizmenin, potinin arkasına takılan ve   sırma:  Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş
                binek hayvanlarını dürtüp hızlandırmaya yara-  tel.
                yan demir veya çelik parça.
                martaval: Yalan, uydurma söz, palavra.





      194
   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29