Page 31 - Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi 11 | 4.Ünite
P. 31
Türklerde Ekonomi
Osmanlı Devleti’nden devralınan kapitülasyonlar nedeniyle, denizlerimizde yük ve yolcu ta-
şınması işi ile limanları işletme yetkisinin büyük bir kısmı yabancı şirketlerin elindeydi. 1 Tem-
muz 1926 tarihinde çıkarılan Kabotaj Kanunu ile bu yetkiler Türklerin eline geçmiş, böylece
millî ekonomiye geçişte önemli bir adım daha atılmıştır.
SORU
Atatürk’ün; “Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlık ile mümkündür.” sözünü
açıklayınız.
Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki ekonomi politikaları iki evre- BİLGİ NOTU
de incelenir. Birinci evrede liberal bir ekonomik yaklaşım, ikin-
ci evrede ise devletçiliğin daha ağır bastığı bir ekonomik yakla- Liberalizm, yakın
şım benimsenmiş; yani bir tür karma ekonomik model takip çağda ortaya çıkmış bir fikir
edilmiştir. akımıdır. Liberalizme göre
Birinci evre olan (1923-1929) liberal ekonomik yaklaşım- devlet; ekonomik ve sos-
da, serbest piyasa şartlarında özel girişimciler teşvik edilerek yal konularda müdahaleci
sanayileşme politikaları izlenmiştir. Türkiye’de sermaye biriki- olmamalıdır.
mini hızlandırmak için bankacılığa önem verilmiş, müteşebbis-
leri destekleyerek sanayi yatırımlarına kaynak oluşturması için Atatürk’ün isteğiyle 1924 yılın-
da İş Bankası kurulmuştur. Yine bu amaçla 1925 yılında, Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası
kurulmuştur. 1925 yılında Türkiye’de şeker fabrikası kuracak şirkete, üretim tekeli ve çeşitli
ayrıcalıklar verilmiştir. 1927 yılında Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarılarak yatırım yapacaklara
çeşitli kolaylıklar sağlanmıştır. Türkiye’de sanayi işletmele-
rinin sayısı 1915 yılında 568 iken 1927 yılına gelindiğinde
Tablo 4.3: Tarım ve Sanayide bu sayı 65.245 olmuştur. 1923-1929 döneminin ekonomik
Büyüme Hızı göstergeleri incelendiğinde sanayi üretim artışının yaklaşık
Yıl Tarım (%) Sanayi (%) olarak %8, tarımsal üretim artış ortalamasının %16, millî
1923 - - gelirdeki ortalama büyüme hızının da %11 olduğu görülür
(Tablo 4.3).
1924 27,2 -7,1 Birinci evrede uygulanan ekonomik politikada yerli
1925 5,6 17,9 sermayenin yeteri kadar güçlü olmayışı, yabancı sermaye-
1926 31,8 14,8 nin de yeterli ilgiyi göstermemesi üzerine istenilen sonuç
1927 -30,9 19,4 elde edilememiştir. 1929 yılında yaşanan Dünya Ekono-
mik Bunalımı ortaya çıkınca ekonomik politikalarda; “Fer-
1928 19,2 -0,6 din yapamayacağı işleri devlet yapar.” şeklinde tanımlanan
1929 42,6 3,8 devletçilik ilkesi uygulanmaya başlamıştır. Bu dönemde
ortalama 15,92 8,03 korumacı ve devletçi ekonomik politikalar çerçevesinde,
TUİK, İstatistiki veriler 1923-1929 “Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu” çıkarılmış ve
30 Haziran 1930 tarihinde Merkez Bankası kurulmuştur.
“Bizde devletçilik, bazılarının sandığı gibi sosyalist teorilerden ilham alınarak ku-
rulmamıştır. Devletçilik, Türkiye’nin koşullarından ve öz ihtiyaçlarından doğmuş Tür-
kiye’ye has bir sistemdir.”
Mustafa Kemal ATATÜRK
Atatürk’ün yukarıdaki sözünden de anlaşılacağı gibi Türkiye’nin devletçilik politikasını izle-
mesinin bir sebebi de 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı’dır. Bu bunalım, ABD’de New York Bor-
sası’nın (Wall Street) çökmesiyle başlamış ve Türkiye’yi de etkilemiştir. Amerika’da başlayan bu
bunalım nedeniyle Türkiye’nin dış ticaret hacmi küçülmüş, ithalat ve ihracat değerleri Türkiye
aleyhine gelişmiştir. Türk parasının değeri düşmüş, küçük imâlathaneler iflas etmiştir.
Bu krizden kurtulmak için çeşitli tedbirler alınmış, bu amaçla 1929 yılında Millî İktisat ve
Tasarruf Cemiyeti kurulmuş, sanayileşmeyi gerçekleştirmek için “Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı”
159