Page 31 - Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi 11 | 6.Ünite
P. 31

Türklerde Sanat



                    ÜNİTE ÖZETİ


                    İlk Türk devletlerinin konargöçer yaşam tarzı kendilerine has bir sanat anlayışını or-
               taya  çıkarmıştır.  Bu  yaşam  tarzında  daha  çok  taşınabilir  eşyalar  üzerindeki  süslemeler
               ön plana çıkmıştır. Bu süslemeler arasında altın ve gümüş gibi değerli eşyalarla, kilimler
               üzerine işlenilen motifler ve hükümdar tahtlarındaki süslemeler, Türklerin sanat anlayışını
               şekillendirmiştir.
                    İlk Türklerde gelişmiş mimari eserlere Uygurlarda rastlanmasına rağmen Hunlar ve
               Kök Türklere ait küçük şehir kalıntılarına da rastlanmıştır.
                    Uygur Türkleri yerleşik medeniyetin en önemli örneklerini vermişlerdir. Uygurlar, Bu-
               dizm ve Manihaizm dinleri ile tanıştıktan sonra, özellikle tapınak mimarisinde önemli ge-
               lişmeler göstermiştir.
                    Türk İslam sanatı, Türklerin İslamiyet ile tanışması ile başlamış fakat gerçek kimliğine
               Karahanlı Devleti Dönemi’nde kavuşmuştur.
                    Türklerin İslamiyet’i kabul etmesiyle, Türk mimarisinde yeni yapılar ortaya çıkmış, bu
               yeni yapıların en önemlileri arasında camiler yer almıştır. Türbe ve kümbetler ise İslamiyet
               öncesi Türk geleneklerinden olan mimari eserlerin devamı niteliğindedir. Bir başka deyişle
               ilk Türklerdeki anıt mezar geleneği, İslami dönemde türbe ve kümbet yapımıyla devam et-
               miştir.
                    Türk İslam devletlerindeki sanat dallarına bakıldığında, Türklerin; çini, minyatür, ah-
               şap, halı, dokuma, hat, tezhip ve maden sanatları ile uğraştıkları görülür.
                    Orta Asya’dan başlayıp Balkanlar’a kadar uzanan bir süreci kapsayan bu sanat, mi-
               marlıktan el sanatlarına kadar geniş ve zengin bir alana sahiptir.
                    Osmanlı sanatında özgün özellikler, Fatih Sultan Mehmet ve II. Bayezid dönemlerinde
               ortaya çıkmaya başlamış; Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde
               olgunluk çağına ulaşmıştır.
                    Osmanlı sanatı kendi içinde mimari ve el sanatları olarak iki gruba ayrılırken üslup
               yönünden de Erken Dönem, Klasik Dönem ve Geç Dönem Osmanlı sanatı olarak üç kısma
               ayrılmıştır.
                    Erken Dönem Osmanlı sanatı, kuruluş döneminden İstanbul’un fethine kadar (1299-
               1453) olan zamanı kapsar. Bu dönem, Türkiye Selçuklu sanatı ile Osmanlı’nın klasik döne-
               mi arasında bir geçiş dönemi özelliği taşımıştır.
                    Osmanlı’da müzik; Klasik Müzik, Halk Müziği ve Tasavvuf Müziği olmak üzere üç dalda
               gelişmiştir.
                    Osmanlı Dönemi’nde edebiyat; Divan Edebiyatı, Halk Edebiyatı ve Tasavvuf Edebiyatı
               olmak üzere üç kısma ayrılmıştır.
                    Lale  Devri,  diğer  alanlarda  olduğu  gibi  sanatta  da  Osmanlı’nın  Avrupa’ya  açıldığı
               dönemdir.  Bu  dönemde  mimari,  süsleme  ve  diğer  sanat  dalları  ile  özel  yaşam  tarzında
               Fransız kültürü örnek alınmıştır.
                    Cumhuriyet Dönemi’nde sanat Atatürk’ün öncülüğünde gelişmiştir. Atatürk, sanata
               verdiği önemi 13 Şubat 1923’te yaptığı bir konuşmada; “Bulunmamız gereken seviyeye bu
               kadar uzak kalışımızın mühim sebeplerinden biri de sanata ve sanatkârlara layık olduğu
               derecede önem verilmemiş olmasıdır.” diyerek dile getirmiştir.
                    Cumhuriyet Dönemi sanat anlayışı, cumhuriyet rejimine uygun olarak; çağdaş, ulusal
               ve bütün toplumun ulaşabileceği bir ortamın oluşturulmasına yönelik olarak gelişmiştir.
               Çağdaş sanat yöntemleri oluşturulurken millî ve geleneksel değerlerden de yararlanılmıştır.
                    Kendi öz kültürlerini koruyamayan toplumlar farklı kültürler içerisinde yok olmuşlar-
               dır. Bu nedenle insanlar kültürlerini korumalı ve bir sonraki nesillerine aktarılmalıdır. Geç-
               mişten geleceğe bir kültür dokusunun oluşmasında sanat en önemli unsurlardan biridir.









                                                          231
   26   27   28   29   30   31   32   33   34