Page 29 - Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi 11 | 6.Ünite
P. 29
Türklerde Sanat
Mehmet Ruhî’nin Atatürk Köylülerle ve Türk
Ordusunun İstanbul’a Girişi, Sami Yetik’in Eski An-
kara’dan, İbrahim Çallı’nın Emirgan (Görsel 6.62) ve
Avni Lifij’in Akgün, Karagün adlı eserleri bu dönemin
önemli resim çalışmaları arasında yer almıştır.
Yine bu dönemde Türk resim sanatında ilk kadın
ressam olarak kabul edilen Mihrî Müşfik, portre ve
figür temalarına ağırlık vererek kendine özgü bir stil
geliştirmiştir. 1937 yılında Güzel Sanatlar Akademisi
resim bölümü başkanlığına getirilen Fransız ressam
Leopold Levy (Leopal Leviy), Türk resmine ve res-
samlığına önemli katkılarda bulunmuştur.
Görsel 6.62: Emirgan (İbrahim Çallı)
Heykel
Osmanlı Devleti’nde Sanayi-i Nefise Mektebi’nin 1882 yılında kurulmasıyla birlikte heykel
sanatında birtakım gelişmeler olmuş ancak bu sanat yeteri kadar topluma ulaşıp yaygınlaşa-
mamıştır. Cumhuriyet Dönemi’nde heykeltıraşlığa da diğer sanat dallarında olduğu gibi önem
verilmiş, özellikle 1930’lu yıllarda heykeltıraş sayısında kayda değer bir artış olmuştur. Kil, alçı,
bronz ve taş gibi malzemelerle çalışan dönemin heykeltıraşları, doğayı ve klasik yapıtları incele-
yerek kendilerini geliştirmişlerdir.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında anıt heykel ala-
nında tecrübeli heykeltıraş ile teknik alt kadro
olmadığı için ilk Atatürk anıt heykeli Avusturyalı
heykeltıraş Heinrich Krippel (Haynrik Kıripıl) ta-
rafından yapılmış ve bu heykel İstanbul Saray-
burnu Parkı’na dikilmiştir (1926).
1929 yılında Nijat Sirel tarafından yapılan
İzmit Atatürk Heykeli (Görsel 6.63) Cumhuri-
yet Dönemi’nde bir Türk sanatçısı tarafından ya-
pılan ilk anıt heykeldir. 1930’lu yıllara gelindiği
zaman ulusal sanat tartışmaları ön plana çıkmış,
bu doğrultuda Kenan Yontuç, Amasya ve Tekir-
dağ’da Atatürk anıt heykelleri yapmıştır. Kenan
Görsel 6.63: Atatürk Heykeli (İzmit)
Yontuç’un Çorum ve Edirne Atatürk anıtları da
o dönemin önemli eserleri arasında yer almıştır.
Heykeltıraşlık sanatının gelişmesi ve Güzel Sanatlar Akademisinde heykeltıraşlık eğitimi ve-
rilmesi için Almanya’dan heykeltıraş Rudolf Belling getirilmiş, bu sayede ülkemizde çok sayıda
heykeltıraş yetişmiştir. Ülkemizde yetişen bu heykeltıraşlar, şehir merkezlerine Atatürk ve Millî
Mücadele temalı heykeller ve büstler yapmışlardır.
Müzik
Cumhuriyet Dönemi’ndeki yenileşme ve çağdaşlaşma hareketi, müzik alanında da hızla de-
vam etmiştir. Atatürk’ün öncülük ettiği bu yenileşme hareketleri sonucunda Ankara’da Musiki
Muallim Mektebi açılmış, II. Mahmut Dönemi’nde açılan Mızıka-yı Hümâyun, Cumhurbaşkanlığı
Senfoni Orkestrasına dönüştürülmüştür. 1926 yılında Darü’l-elhan (müzik okulu), Konservatu-
ar adını almış, Ankara Devlet Konservatuarı ve İstanbul Belediye Konservatuarı kurulmuştur.
Atatürk, toplumun değerlerinden kopmadan çağın getirdiği yeniliklerden faydalanarak ulu-
sal nitelikli bir müzik anlayışı oluşturmak istemiştir. Bunu gerçekleştirebilmek için de halk ez-
gilerinin derlenmesi ve tasnifi ile Batı müziği eksenli eğitimin alt yapılarının hazırlanması için
çalışmalar yapmıştır.
1930 yılında Alman yazar Emil Ludwig’le (Emil Ludvih) yaptığı bir röportajda; “Montesquieu’nun
(Monteskiu), ‘Bir milletin musikideki meyline ehemmiyet verilmezse, o milleti ilerletmek mümkün ol-
maz.’ sözünü okudum. Bu sözü tasdik ederim. Bunun için musikiye pek çok itina göstermekte oldu-
229