Page 60 - Yönetim Bilimi (Tüm Kitap)
P. 60
Yönetim Bilimi
2.1.3. Karara Katılmanın Kişisel ve Örgütsel Sonuçları
İnsanların bütün eylemleri, bir karar alma sürecinin parçasıdır. İnsan, karar
alma sürecine hem ilgi hem de problem alanı olarak yaklaşmıştır. Çünkü bi-
reysel ya da örgütsel görevi gereği insan, sürekli karar vermek ve sorunları
çözmek durumundadır. Problemleri çözmek için doğru kararları verdiğinde
amaçlarına ulaşmış, yanlış karar verdiğinde ise yenilgiye uğramıştır.
Eski çağlarda da önem taşıyan karar sürecinde insanlar, farklı yöntemlere
başvurmuşlardır. Batıl inanışları gereği karar vermek için yıldızlara, güneşe
ve aya bakmış; onlardaki değişimleri uğur sayarak karar almışlardır.
Bilimsel düşünüşün gelişmediği yıllarda fal ve doğa olayları karar vermede
etkinken sonraki yıllarda bilimsel yöntemler ışığında, sistem yaklaşımının
esas alındığını görmekteyiz. Bu yaklaşımda örgüt, alt birimlerden oluşan bir
sistem olarak ele alınmış ve karar verme sürecinde bütün alt sistemler ve
örgütün kendisi baz alınmıştır.
Yönetim bilimi kuramları geliştikçe karar verme sürecinde, sonuçlara baka-
rak deneme yanılma yöntemleri gibi teknikler benimsenmiştir. Günümüzde
ise karar verme süreci, bilimsel temellere dayanarak geliştirilen uygun yön-
temlerle gerçekleştirilmektedir.
Karar verme, belli amaçlar doğrultusunda gerçekleştirilen bilinçli bir zihin-
sel faaliyettir. Alınan her karar, başka kararlar vermeyi de gerektirir. Çünkü
karar, uygulamaya konduğunda başka problemleri veya ihtiyaçları doğurur.
Bu bakımdan karar verme ve problem çözme faaliyetleri bir bütün olarak
düşünülmeli ve örgütlerde de dinamik bir biçimde işlenmesi sağlanmalıdır.
Organizasyonlar, insanlardan oluştuğu için örgütlerde bireysel kararlar
etkili olmaktadır. Ancak bu bireysel kararlar, kurumsal kararları oluşturur ve
bu kararlar dizisi, örgütün başarı düzeyini belirler.
Yöneticiler, örgütsel kararlar alırken kaçınılmaz olarak örgüt içinden veya
dışından bazı etkilere maruz kalırlar. Örgüt içindeki etkiler, kolay yönlendi-
rilir ve doğru yöntemlerle ve iyi bir yönetimle aşılabilir. Örgüt dışı etkiler ise
yöneticinin kontrolünde değildir ve sonuçları örgüt içi etkilerden çok daha
fazla olabilir. Özellikle çevresiyle uyum sağlayamamış örgütlerde bu etki
çok daha yıkıcı olabilir.
Çevreyi örgüte uyumlu hâle getirmek hem çok zaman ve emek hem de çok
fazla maliyet getirir. Bu sebeple örgütü çevreye uyumlu hâle getirmek daha
mantıklıdır. Böylelikle dış çevreden kaynaklanan etkiler en aza indirgene-
cek ve amaçlara ulaşmak için gerekli kararlar alınabilecektir.
58