Page 24 - İMGESEL RESİM 11
P. 24
1. ÜNİTE
Işık ana renkleri ve pigment ana renkleri arasında
farklar vardır. Işık ana renkleri kırmızı, yeşil ve mavi-
den oluşur. Pigment ana renkleri ise kırmızı, sarı ve
maviden oluşur (Görsel 1.15, 1.16, 1.17, 1.18). Işık ana
renklerinin üst üste binmesiyle beyaz renk elde edilir.
Pigment ana renklerinin tümünün karışımıyla ise ça-
mur grisi bir renk elde edilir. Renk pigmentleri, bitki-
sel yağlar ve madensel yağların yoğunlaştırılmasıyla
elde edilir. Renkler, gözün algılaması ve ışığın etkisiy-
le farklı tonlar gösterebilir. İnsanlar, yüzeyin ve nes-
nelerin rengini, yansıyan ışığın rengine göre belirler
ve algılar. Bu nedenle renk, ışığın ayrılmaz bir parçası
ve özelliğidir.
Renk, fizik biliminin bir dalı olmakla birlikte insan-
da uyandırdığı sonsuz etkilerden ve içerdiği anlam-
lardan dolayı görsel sanatların en önemli biçimsel
ögesidir.
Tarih boyunca görsel sanatlarda ve mimarlıkta bir
anlatım aracı olarak kullanılan renk, resim sanatının Görsel 1.15: Renk skalası
vazgeçilmez bir unsurudur. Ortaya konan eserlerde ressamların kaygısı çoğu kez renk olmuştur.
Renk kullanımındaki teknikler özellikle İzlenimcilik’te bilimsel bulgulara dayanır.
Görsel 1.16: Mavi ton çubuğu
Görsel 1.17: Kırmızı ton çubuğu
Görsel 1.18: Sarı ton çubuğu
Tasarım, olmayan bir şeyi düşünme yetisinin bir sonucudur bir şeyin biçimini zihinde canlandırmaktır. Zihinde
yapılan bu işlemin, zihindeki oluşumu ve dış dünyaya yansıması olmak üzere iki ana evresi vardır. İlk evrede çevreden
alınan görselin görüntüsü zihinde oluşurken ikinci evrede zihinde oluşan imge somutlaştırılır.
Endüstriyel tasarım, endüstride üretilen tüketiciye yönelik ürünlerin işlevsellik, hedef kitlenin beğenisine ve kul-
lanıcının ihtiyaçlarına uygunluk gibi ölçütleri gözeterek fikren geliştirilmesi; estetik ve üretime uygun yeni bir ürün
olarak projelendirilmesidir.
18. yüzyılda İngiltere'de ortaya çıkan Sanayi Devrimi'yle makineye dayalı üretime geçilmiştir. Üretim şeklinin değiş-
mesi, miktarının fazlalaşması ve üretimde rekabetin de artmasıyla endüstri ürünlerinde tasarıma ihtiyaç duyulmuştur.
Sinemaların tanıtım afişleri, giysilerimizin desenleri, hesap makinemiz, klavyemiz, sandalyemiz, ceketimiz, araba-
mız, trafik levhaları, saatimiz, seyrettiğimiz televizyonların logoları, oyuncaklar, maskotlar, ajandamızın sayfa düze-
ni, gözlüğümüz, çantamız ve daha niceleri endüstriyel tasarıma birer örnektir. Farkında olmasak da hayatımıza her
yönden güzellik katan, yaşamımızı kolaylaştıran tasarımlar sadece görünümleriyle bu işlevi gerçekleştirmezler. Daha
doğrusu görünümleri yaşamımıza sadece estetik bir katkı değil; fonksiyonellik, kullanım kolaylığı, ergonomi (fiziksel
çevrenin insana uyumlaştırılması süreci) gibi unsurları da taşır (Yılmaz, 2003).
22