Page 136 - GENEL SANAT TARİHİ 9
P. 136

GENEL SANAT TARİHİ

          Ayasofya  Kilisesi  güney  galerisinde  bulunan  İsa’nın  yüzündeki  yumuşak  dünyevi  hatlarla  Vaftizci
          Yahya’nın yüzündeki derin duygusal anlatımın dikkati çektiği Deisis sahnesi Geç Bizans Dönemi’nde
          yapılmıştır (Görsel 5.71). Geç Bizans Dönemi’ne ait anıtsal resim sanatı örnekleri başkent İstanbul’da
          görülmektedir. Bu dönem mozaiklerin büyük bölümü 1315-1320 yıllarına tarihlenmektedir. İstanbul’da
          Geç Dönem Bizans sanatını anıtsal mimarisi, duvar resimleri ve mozaikleri ile temsil eden en görkemli
          eser Kariye Camii’dir (Görsel 5.72, 5.73 ve 5.74).
























           Görsel 5.71: Kariye Camii mozaikleri, İstanbul  Görsel 5.72: Kariye Camii mozaikleri, İstanbul
























           Görsel 5.73: Kariye Camii mozaikleri, İstanbul  Görsel 5.74: Kariye Camii mozaikleri, İstanbul
          Zengin resim programında geleneksel Bizans tasvir sanatı özellikleri, aynı dönemde Batılı ressamların
          Avrupa’daki çalışmalarıyla benzerlik gösterir bir estetik anlayışıyla yorumlanmıştır. Geç Bizans Döne-
          mi’nde sanat, kilisenin sert kurallarından sıyrılmış ve dinî konular daha özgür bir biçimde yansıtılmıştır.
          Kariye Müzesi mozaiklerinde Helenistik üslubun yeniden canlandığı görülmektedir. Orta Bizans Döne-
          mi mozaiklerinde olmayan ve Avrupa’da da ancak Rönesans ile ortaya çıkan önemli bir özellik, sahne-
          lerin genelinde zemin dekoru olarak kullanılan mimari tasvirler ve Helenistik peyzaj motifleri ile derin-
          liği vurgulayan perspektif ögelerinin yer aldığı kompozisyonlar oluşturulmasıdır. Kilisenin naosundaki
          XVI. yüzyıla tarihlenen az sayıda mozaik korunabilmiştir. İç nartekste  Meryem’in hayatına ilişkin 19
          sahne, dış nartekste Hz. İsa’nın çocukluk dönemi ve mucizelerini konu alan 26 sahne bulunmak-
          tadır. Bu sahnelerde mimari kompozisyonlar ve doğa kompozisyonları ile bir arada tasvir edilen
          figürlerin boyları uzun, başları vücutlarına göre daha küçüktür. Yüz ifadelerinde abartı görülse da
          gerçeğe yakınlık hâkimdir. Dönemin resim sanatında baskın bir şekilde figürleri ruhani değil de
          dünyevi kılan gerçekçi hümanist bir yaklaşım görülmektedir.
          134
   131   132   133   134   135   136   137   138   139   140   141