Page 100 - ÜÇ BOYUTLU SANAT ATÖLYE 11
P. 100
RÖLYEF
Işığın uğradığı yüzeyler üzerinde içbükey (konkav) veya dışbükey (konveks) yapılar var ise içbükey
girintilerin ışığı emmeye, dışbükey çıkıntıların ise yansıtmaya meyilli oldukları görülür. Bu durum girinti ve
çıkıntıların oluşturdukları derinlik ve yükseklik oranında görüntünün hacimsel etkisini kuvvetlendirir. Kabartma
uygulamalarında da tam olarak yakalanmak istenen vurgu budur. Unutulmamalıdır ki ışığın etkisi olmadan yüzey
üzerinde girinti ve çıkıntılar olsa dahi derinlik algısı oluşturulamaz.
Yüzeyin girinti ve çıkıntıları, ışığın geliş açısına bağlı olarak farklı görünümler oluşturur. Işık ve gölgenin mekânda
kullanım farklılığı mekânı sınırlandırır. Bu da içbükey ve dışbükey formların suni ya da doğal ışık altında görüntü
farklılıklarının ortaya çıkmasına neden olur. Düşük ışık altında yüzeyler üzerindeki içbükey yapılarda daha yoğun
karanlık hissi oluşurken dışbükey formların parlaklığının azaldığı ve bu formların altındaki yüzeylere gölgelerinin
düşmeye başladığı gözlenebilir.
Işık kaynağına daha yakın olan dışbükey formlar daha çok ışık alırken ışık kaynağından daha uzak içbükey
formlar dağınık yansıma faktörü sebebiyle daha karanlık bir görsel etkiye sahip olur (Şekil 3.1).
Şekil: 3.1
Rölyef yüzeylerinin içbükey ve dışbükey formları sayesinde hareket ve dinamizm algısı oluşur. Işık-gölge,
perspektif, hacim ve doku gibi kompozisyon elemanlarının hepsi varlığını bu girinti ve çıkıntıların kompozisyonda
oluşturduğu etkiye borçludur (Görsel 3.13).
Görsel 3.13: Panthenon’un (Pantenon) doğu tarafındaki frizinden parça kesiti, MÖ 445-438, Louvre Müzesi, Paris
97