Page 75 - ÜÇ BOYUTLU SANAT ATÖLYE 11
P. 75

2. Ünite








































                        Görsel 2.25: Yunan Arkaik Dönem parfüm şişesi, MÖ 575, Güzel Sanatlar Müzesi, Boston





                  İlkel toplumların üç boyutlu biçimlendirmede bir gelenek olarak devam
               ettirdikleri dekoratif ve işlevsel olma özelliği (Görsel 2.25) günümüzde de
               uygulanmaktadır. Bunun yanı sıra estetik kaygılardan yola çıkan sanatçıla-
               rın oluşturduğu form anlayışı (sanatsal form); duygular, düşünceler, tepkiler
               ve insanı çevreleyen doğa ile var olur. Constantin Brancusi'un (Konstantin
               Brankuş)ʻʻUzayda Kuşʼʼ çalışması doğanın sanatçı gözüyle yorumlanışına
               güzel bir örnektir (Görsel 2.26).
                  Modern sanatta heykel ve mimaride kütleler zayıflatılmış, boşluklar bu
               kütleler arasına yerleştirilmiştir. Pozitif ve negatif birimler, yapıtta birbirle-
               rini tamamlayarak bütünü meydana getirecek şekilde düzenlenmiştir. Bu
               düşünce doğrultusunda oluşturulan heykel ve mimaride görme ve dokun-
               ma duyularına seslenme amacının dışına çıkılarak kavramsallaşma kaygısı
               ön plana alınmıştır. Sanatçıların yapıtları gerek içerik, gerek ileti, gerekse
               üslup açısından geleneksel sanat anlayışını değişikliğe uğratmıştır.
                  20. yy.da her bakımdan değişime uğrayan sanat anlayışı teknolojinin
               gelişmesi ile birlikte kullanılan malzeme dilini de değişime uğratmıştır.
               Böylece sanat anlayışı yapıtın fiziksel özelliklerinin ötesine geçerek düşün-
               sel bir bakış açısı oluşturmuştur.
                  Sanat eseri bir sentezdir yani doğa ile sanatçı arasında bir köprüdür. Sa-
               natçı doğal formlar yaratmak için kompozisyon elemanlarını kendi amaç-
               ları doğrultusunda biçimler.
                  Sanat  eserindeki  gerçeklik  nesnede  değil  sanatçının  zihnindedir.  Bu
               süreçte algılar, imgeler, gerçeklik şekillenip soyutlanarak sanat yapıtında
               biçime dönüşür. Sanatçı plastik biçimlendirmede sanatsal kaygı ve ilkelerle
               hareket ederken kendi anlatım yöntemini de üsluba dönüştürür.

                                                                            Görsel 2.26: Uzayda kuş, Constantin Brancus,,
                                                                            1928, Guggenheim (Gugınhaym) Müzesi,
                                                                            New York




             72
             72
   70   71   72   73   74   75   76   77   78   79   80