Page 92 - ÜÇ BOYUTLU SANAT ATÖLYE 12
P. 92

BÜST



            Büst Üzerinde Oran-Orantı Kavramı


               Doğada her şey bir sayısal değere karşılık gelir. Matematiğin eski kuramcıları da doğanın işleyiş yasalarını, va-
            roluş ve nedenlerini açıklamak için sayıları kullandılar. Buldukları kimi evrensel kodları ise altın oran, altın sarmal,
            phi sayısı, Fibonacci dizilimi gibi sayıların dizilim kalıplarıyla açıkladılar.
               Plastik sanatlar ve mimari doğadaki bu uyum yasalarını kullanarak estetik olana ulaşmaya çalışır. Bu matema-
            tiksel kalıplar, insan bedeninde ideal oranı hesaplamak için de kullanılmıştır. Eski Mısır rölyeflerinde, Antik Yunan
            ve Roma sanat eserlerinde oldukça belirgin olan bu uyum prensibi, 1,618 olan phi sayısına dayanır. Bu sayının
            bulunduğu orantı, tüm çağlarda mimari ve plastik sanatlarda estetiğin belirtisi kabul edilmiştir
               Altın oran, matematik ve sanatta bir bütünün parçaları arasında gözlemlenen, uyum açısından en yetkin bo-
            yutları verdiği sanılan geometrik ve sayısal bir oran bağıntısıdır. Bir yapı ya da sanat eserinin altın orana yakınlığı,
            onun aynı zamanda estetik olarak güzelliğinin bir ölçüsü olarak kabul görmüştür. Bir sanat eseri ya da doğada izle-
            mekten hoşlandığımız, keyif aldığımız, gözümüzü yormayan ve uzun süre izlediğimizde dahi bıkkınlık yaratmayan
            güzelliklerin temelinde “altın oran” izleri vardır. Sanatçı açısından orantı, boyutlar arası ilişkilerdir.
               Üç boyutlu bir başın anatomik özelliklerine göre biçimlendirilmesi için bazı oran-orantı ve birim ölçülerine
            dikkat edilmesi gerekmektedir. Görsel ifadenin gelişebilmesi, plastik anlatımın güçlendirilebilmesi için hacim,
            oran-orantı, perspektif, çizgi, bütünlük gibi kompozisyon eleman ve ilkelerine ihtiyaç duyulur.
               Her insanın anatomik baş yapısı farklıdır. Çevrenizdeki insanlara baktığınızda bu farkları rahatça görebilirsiniz.
            Karakteristik ifadenin yapılandırılabilmesi için yüzün kemik yapısının plastik form olarak çözümlenmesi gerek-
            mektedir.
               Çalışmaya ilk önce yatay ve dikey eksen çizgileri belirleyerek başlanmalıdır. Yatay eksen çizgisi iki gözün tam
            ortasından, dikey eksen çizgisi burnun tam ortasından geçer. Bu, başın önden görünüşünde geçerli olan ölçülen-
            dirme biçimidir. Baş hareketli bir yapı olduğundan hareketin açılarına göre ölçü birimi değişir.
               Başın genişlik ve yüksekliği eksen çizgileri üzerinde işaretlenir. Bu, ölçü alma işlemi ile tespit edilir. Baş, yatay
            üç eksen ile üç bölüme ayrılır. Saç başlangıç noktası, burun altı çizgisi ve çene bitimidir. İki göz arası, bir göz ge-
            nişliği kadardır. Burun genişliği, iki göz arasındaki mesafeye eşittir. Göz bebeği ve ağız çizgisi, burun kanatları ve
            göz pınarları aynı hizadadır. Gözü birim olarak aldığımızda ise başın yüksekliği yedi, genişliği beş göz büyüklüğü
            kadardır (Görsel 2.40).






































                 Görsel 2.40: Büstün ön ve yan cephe büst proporsiyonu








                                                                                                         89
   87   88   89   90   91   92   93   94   95   96   97