Page 80 - ÇALGI EĞİTİMİ GİTAR 11
P. 80
Elbette Apollon ineklerinin eksik olduğunu fark etti ve izlerini takip ederek çobana ulaştı. Çoban başta VI
anlatmamak için dirense de doğruyu söylemesi karşılığında hayvanların yarısını alacağını duyunca ne gördüyse
anlattı.
Bu sırada Hermes mağarasına dönerek hiçbir şey yokmuşçasına beşiğine uzandı ve bir süre sonra Apollon
mağaraya geldi.
-İneklerimi senin çaldığını biliyorum.
-İnek mi? O da ne?
Hermes bir türlü kabullenmiyordu suçunu. Apollon, Hermes’i alarak Zeus’un yanına gitti ve bir mahkeme
yapılmasını istedi. Mahkemede suçunu kabul eden Hermes, karşılık olarak Apollan’a kitarasını verdi ve Apollon
Yunan mitolojisine müzisyenlerin tanrısı olarak geçti.
BAHTSIZ BİR ÇOBAN DAHA GİTARDA DOĞAÇLAMA II
oban hikâyeleri bitmez mitolojide.Apollon ve kitarasının karıştığı başka bir hikâye için daha eski bir
Ç zamanda ve tanrıların dağı olarak bilinen Olimpos Dağı’ndaki bir olayla başlayalım.
Athena (bilgelik tanrıçası) Olimpos Dağı’ndaki ormanlarda yürürken bir geyik boynuzuna basar. Bu boy-
nuzdan güzel ses çıkabilceğini düşünen Athena içini oyar, deliklerini açar ve bir flüt yapar. Çalmaya başlayınca
kendisi bile şaşırır. Mükemmel bir ses. Hemen koşar ve diğer tanrıçalara bu güzel sesi dinletmek ister. Elbet-
te tanrıçaların birbirlerine olan kıskançlıklardan dolayı az savaş çıkmamıştır. Çok güzel melodiler çalar fakat
Afrodit (güzellik ve aşk tanrıçası) ve Hera (tanrıların kraliçesi) gülmeye başlarlar. Ne olduğunu anlayamayan
Athena su kenarına koşar ve flütü çalarken suda kendini izler. Çalarken yanaklarının şiştiğini ve yüzünün kızar-
dığını gören Athena o kadar sinirlenir ki flütü lanetleyerek Olimpos Dağı’ndan fırlatır. Lanette “Bu flütü çalanın
başı beladan kurtulmasın.” dır.
Gelelim bizim çobana. Tahmin edeceğiniz üzere bu flütü bulur. Çalmaya başlar. İnanılmaz bir ses. Çoban-
lığı bırakıp müzisyen olmaya karar verir. Gezer, dolaşır, flüt çalar, para kazanır. Kendisine öyle çok güvenmeye
başlar ki artık, dolaştığı kentlerde “Ben Apollon’dan daha iyi müzik yaparım.” gibi bela getirecek cümleler
kurar. Bu söyledikleri Apollon’un kulağına gider ve çok öfkelenir. Bu çobanı bularak bir yarışma teklifinde bu-
lunur. Akılsız çoban da karşısındakinin kim olduğunu umursamayarak kabul eder.
MİDAS’IN KULAKLARI EŞEK KULAKLARI
Y arışma için bir kurul toplanır. Krallardan oluşan bir kuruldur bu. Bu kurulda kral Midas da vardır. Yarış-
manın şartı çok basittir. Apollon kitarasında ne çalarsa çoban da aynını çalacak ve kazanan kaybedene
istediğini yapacaktır.
Yarışma başlar. Apollon çalar, aynı melodiyi çoban da çalar. Apollon kitarasını sol eline alarak çalar (ilk
solak çalma olduğunu tahmin edersiniz), çoban da aynı şekilde çalar. Son olarak Apollon hem çalar hem söyler.
Ama flüt…İmkânsız. Çoban kaybeder ve akıbetinin pek iyi olmadığı yazmaya gerek yok sanırım.
Bu yarışma jürisindeki Midas hep çobanın tarafını tuttuğu için Apollon Midas’ı cezalandırır ve kulaklarını
uzatır. Midas ise bu durumdan çok utandığından, her zaman saçlarıyla kulaklarını örterek saklar. Bir gün sara-
yına çağırdığı bir berber kulaklarını fark edince berbere kimseye söylememesi için yemin ettirir ve tabii ki biraz
da korkutur. Ama bu büyük havadisi anlatamadıkça berber dayanamaz ve “En iyi kimsenin olmadığı bir yerde
suya anlatayım.” der. Diğer hikâyelerde olduğu gibi bu olayda da işler sarpa sarar. Bir kuyu başına gider ve içine
“Midas’ın kulakları, eşek kulakları” diyerek bağırır. Kuyuda kalmaz elbette, yankılanır, rüzgârla her yere dağılır.
“Midas’ın kulakları eşek kulakları, Midas’ın kulakları eşek kulakları, Midas’ın kulakla…” Ve berber de bu
olaydan sonra pek kolay zamanlar geçirmeyecektir.
Kitap Komisyonu
79 79