Page 53 - ÇALGI EĞİTİMİ ÇELLO 12
P. 53

2. ÜNİTE



                        BEN KİMİM?
                        Justus Johann Friedrich  Dotzauer [Yustus Yohan  Firidrih
                     Dotzaver (1783-1860)]: Dotzauer, Hildburghausen (Hildburghav-
                     zen) yakınlarındaki Haselrieht’te (Hizıriht) doğmuş ve Dresden’de
                     vefat etmiştir (Görsel 18). Erken yaşlardan itibaren babasının yön-
                     lendirmesi ile kompozisyon, piyano, keman, çello, kontrabas, kor-
                     no ve klarnet dersleri almıştır. Bir çello icracısı olarak ilk sahne de-
                     neyimini on beş yaşındayken yaşamıştır. 1801 yılından 1805 yılına
                     kadar Meiningen (Mayningın) Saray Orkestrası’nda çalmış, sonraki
                     6 yıl boyunca Leipzig (Laypzih) Orkestrası’nda yer almıştır. Orkest-
                     ralarda çaldığı dönemlerde de solo ve kuartet konserleri vermeye
                     devam etmiştir. 1806 yılında bir Berlin ziyaretinde dinlediği Çello
                     Sanatçısı Romberg’den (Romberg) çok etkilenmiştir. 1811 yılında
                     Dresden Kraliyet Orkestrası’na atanmıştır. On yıl sonra bu orkestra-
                     nın solisti olan Dotzauer, emekli olana kadar bu kentte yaşamıştır.   Görsel 18: Friedrich Dotzauer
                        Dotzauer, kendi döneminin standartları çerçevesinde bir çello tekniği geliştirmiştir. Çello çalmaya
                     yönelik öğretici çalışmaları ve öğretme yeteneği, “Dresden Okulu” olarak bilinen bir çello ekolü oluştur-
                     muştur. F.A. Kummer (Kummer), C. Schubert (Şubert), Grützmacher (Gurützmaher), Cosmann (Kosman),
                     J. Goltermann (Golterman) ve sanatçının oğlu olan K. Ludwig Dotzauer (Ludvig Dotzaver) ile onların
                     öğrencileri bu ekolü devam ettiren isimlerdir.
                        Bestecinin eserlerinin çoğu unutulmuşsa da eğitsel materyalleri hâlen kullanılmaktadır. Dotzauer,
                     J.S. Bach’ın çello süitlerinin bir baskısını da yayımlamıştır.
                                                    Mümtaz Hakan SAKAR'ın "Viyolonsele Başlarken Çalgı Tekniği için Gerekli Olan Temel
                                                Metotların Dökümü ve Bunların Analizi" adlı yüksek lisans tezinden alınarak düzenlenmiştir.

                 OKUMA METNİ

                                                 KARARLILIK ÜZERİNE
                     Melbourne (Melborn) Üniversitesinin müzik psikologlarından Gary McPherson (Gery Mekpersın),
                  1997’de bir araştırma yapmıştır. Bu araştırma için rastgele bir şekilde 7-9 yaş arası 157 öğrenci seçmiş-
                  tir. Bu öğrencilerin ortak özelliği, hepsinin bir müzik enstrümanı çalmayı öğreniyor olmasıdır.
                     McPherson, 3 yıl boyunca çocukları izledikten sonra onların yıllar içindeki gelişimlerini değerlendir-
                  meye başlamıştır. Değerlendirmelerinin sonunda görmüştür ki zamanla çocukların bir kısmı mükem-
                  meli yakalarken bir kısmı yerinde saymaktadır. Bu farkın nedenini merak eden McPherson, 3 yıllık
                  araştırma verilerini enine boyuna analiz ettiğinde hiç beklemediği bir sonuçla karşılaşmıştır. Başarıyı
                  belirleyen en önemli unsur, çocukların enstrümanı seçme aşamasında sorulan bir soruya verdikleri
                  cevapta gizlidir: “Sence bu enstrümanı ne kadar sürede çalacaksın?”
                       McPherson; çocuğun cevabına, ne kadar pratik yaptığına ve ne kadar iyi çaldığına bakmıştır. “Kısa
                  sürede.” cevabını verenlerin en başarısızlar, “Birkaç yıl çalarım.” diyenlerin vasatlar, “Müzisyen olmak
                  istiyorum, hayat boyu çalmak istiyorum.” diyenlerinse en başarılılar olduğunu görmüştür.
                     Bu araştırmada ilginç olan diğer bulgular şunlardır:
                     •    Kısa vadeciler çok daha fazla prova yapsa bile uzun vadeciler onlardan daha iyi çalmaktadır.
                     •    Uzun vadeciler çok pratik yaptığında kısa vadecilerden %40 daha fazla ilerleme kaydedebil-
                         mektedir.
                       Bu araştırma, hayat amacını erken yaşta belirlemenin önemini göstermektedir. Tutkuları beş ya-
                  şında belirgin olan, yirmi beş yaşında seçim yapanla eşit düzeyde çalışsa bile daha başarılı olmaktadır.
                  Tabii bu sonuca ulaşabilmek için çaba dışındaki koşulların da benzerlik göstermesi gerekmektedir.
                       Bir işi uzun vadeli düşünmek, ona verilen önemi; bir işi uzun süre yapacağını düşünmekse fedakâr-
                  lık kapasitesini ve hafızanın o bilgileri saklama süresini artırmaktadır. Ayrıca o amaç için neyin yararlı,
                  neyin zararlı olduğunu net olarak görmeyi de sağlamaktadır. Bu da karar alma kalitesini ve hızını yük-
                  seltmektedir.
                                                               Mümin Sekman-Dr. Bahadır Eriş, Çocuklar Nasıl Başarır?
                                                                                           (Düzenlenmiştir.)






           52  III. POZİSYON VE ÖRNEK UYGULAMALAR
   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58