Page 112 - ÇALGI EĞİTİMİ NEY 12
P. 112
TERİMLER SÖZLÜĞÜ
K kad: Boy.
kâfir: Allah’ın varlığına ve birliğine, Hz. Muhammed’in peygamberliğine ve Allah’tan getirdiklerine
inanmayan yâhut bunlardan birini inkâr eden kimse.
kâr: Musikimizde makam ve usûl geçkileri ihtivâ eden, büyük usûllerle bestelenmiş, sazlı ve söz-
lü terennümlerle süslü, fasılda peşrevden sonra yer alan, güfteli uzun beste formu.
kârçe : Musikimizde makam ve usûl geçkileri ihtivâ eden, büyük usûllerle bestelenmiş kâr formu-
nun daha küçük ve kısa şekli.
kârınâtık: Musikimizde, birçok makāmın seyrini gösteren ve her mısrâ veya her beyitte makamların
adını, bâzan bestede kullanılacak usûlleri belirten güftelerle yapılmış sözlü uzun form.
kavl: Söz, kelam.
kesedar: Eskiden zengin bir kimsenin parasını idâre eden, hesâbını tutup harcamalarını yapan kimse.
köçekçe: Musikimizde, köçek denilen kimselerin oyun ve raksı için raksın seyrine uygun usûllerle bes-
telenmiş kıvrak saz eseri veya sözlü eser.
L lâhûrî: Hindistan’ın Lahor şehrinde dokunan çok makbul şal kumaşı.
leb: Dudak.
M mahmur: Uyku sersemliğini üzerinden atamamış, uykusunu açamamış, yarı uykulu kimse.
mâye: Musikimizde uşşak ve segâhın birleşmesinden meydana gelmiş birleşik makam.
manzume: Şiir, dizge.
mehlika: Yüzü ay gibi olan, ay yüzlü güzel kadın.
mestâne: Mest olup kendinden geçmişçesine.
mest-i harab: Aşırı derecede içmiş kimse.
mey: Şarap.
meyan: Bir şeyin ortası.
mirâciye: Hz. Muhammed’in mîrâcını konu alan manzum eser.
murabba: Dört unsur veya dört parçadan meydana gelen, dörtlü.
musikişinas: Müzikle uğraşan.
mühürdar: Bir zatın mührünü taşıyan ve gerektiğinde kullanan kimse, özel kâtip.
müntesip: Bir yere, birine bağlanmış.
müşterek: Ortak, birlikte.
N naat: Dînî Musikimizde güftesi Hz. Muhammed’e övgü olan beste türü.
nâr: : Ateş.
nakarat: Şarkılarda güftenin her kıtadan sonra bestesi değişmeden tekrarlanan kısmı.
nâşad: Üzüntülü, gamlı, kederli.
nâzım: Düzenleyen, tanzim eden.
nûş: İçme, içiş.
110

