Page 110 - ÇALGI EĞİTİMİ | NEY 12
P. 110
2. Kısa Vibrato: Çoğunlukla kısa süreli seslerde yapılan
vibrasyondur. Ancak uzun süreli seslerde de yapılabilir.
Bu vibratolara “kesik vibrato” da denir. Vibrasyon hızlı
(sık), kısa ve genliği dardır (Şekil 2.4.).
ekil . Kısa vi rato
NOTA ÜZERİNDE VİBRATO GÖSTERİMİ
Vibrato, müzik tarihinde çeşitli işaretlerle gösterilmiştir. Bazı Batı müziği eserlerinde, tek notalar için
kullanılan “< >” işaretine rastlamak mümkündür. Kimi Batılı besteci ve müzik eğitimcileri de nota üzerinde
Ï
vibrato için “fz” veya “>” işaretlerini kullanmışlar; hızlı, yavaş, hızlanan/yavaşlayan vibrato olarak üç farklı
Ï
hızda isimlendirmişlerdir. Bunları belirli işaretlerle simgeleştirmişlerdir.
Günümüzde ise vibrato, notaların alt veya üstüne konulan ( ) işaretiyle gösterilir. Eğer vibrato ya-
pılması istenen ses uzun ise vibrato işareti sesin uzunluğu oranında ( ) şeklinde uzatılabilir (Şekil 2.5.).
& Ï
ekil . otada vi rato işareti
Türk müziğinde çoğu nüans ve artikülasyon (sesletim) işaretlerinde olduğu gibi vibrato işareti de
genellikle icracının yorumuna bırakılmakta ve notada gösterilmemektedir.
OKUMA PARÇASI
SÜLEYMAN ERGUNER
(1902-1953)
2 Ağustos 1902 tarihinde İstanbul’un Sultan Selim semtinde dünyaya gelmiştir. Sultan Selim Cami-
si müezzini Hafız Hasan Efendi’nin oğludur. Annesi Dürriye Hanım’dır.
Dört yaşında annesini, on yaşında babasını kaybetmiştir. O tarihte müezzinlik babadan oğula geç-
mekteydi. Sesinin güzelliği ile tanınan Süleyman Erguner, babasının vefatı üzerine çok küçük yaşta Sultan
Selim Camisi’nin müezzini olmuştur. 1. Dünya Savaşı’nın oluşturduğu tüm imkânsızlıklara rağmen kendi
gayretiyle rüştiye (ortaokul) tahsilini tamamlamıştır. Ayrıca Kur’an-ı Kerim dersleri alarak hafız olmuştur.
Babasının yerine müezzinlik görevi yaptığı sırada aynı camide imam olan Hafız Saadettin Kaynak’la da
çalışmıştır.
Cumhuriyet’in ilanından sonra memur olarak göreve başlamış; 1927 yılında İstanbul’dan ayrılarak
Keskin, Karaman, Kütahya, Çarşamba ve Burdur’da görev yapmış; 1943 yılında tekrar İstanbul’a dönmüş-
tür. 1 Aralık 1953 tarihinde Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur.
Süleyman Erguner gençlik yıllarında Bestenigâr Ziya Bey ve onun öğrencilerinden Sultan Selimli
Hafız Cemâl Efendi’nin musiki bilgi ve tecrübelerinden faydalanmış, Hafız Sami ve Hafız Hüseyin Beylerin
etkisinde kalmış, Saadettin Kaynak ve Mecit Gürses’le çalışmalar yapmıştır. Ayrıca o dönemde Mevlevi-
hanelere devam etmiş, çoğunlukla evlerde yapılan musiki toplantılarına katılmıştır. Böylece klasik ve dinî
musiki bilgisini arttırmıştır. Devrin neyzenbaşısı Neyzen Emin Efendi’nin etkisinde kalarak onun teşvikiyle
16 yaşında ney üf emeye başlamıştır. Daha sonra memuriyet sebebiyle Anadolu’da tayin olduğu yerlerde
musiki toplulukları kurarak ney ve musiki çalışmalarına devam etmiş, sanatını ve ney icrasını geliştirerek
ney icrasında kendine has bir üslup yakalamıştır.
Süleyman Erguner 1923 yılında Muazzez Hanım’la evlenmiş, Ulvi, Asâf ve Serap adında üç çocuk
sahibi olmuştur.
108