Page 111 - ÇALGI EĞİTİMİ NEY 12
P. 111

4. ÜNİTE  TÜRK MÜZİĞİNDE DOĞAÇLAMA (TAKSİM)    4.  ÜNİTE TÜRK MÜZİĞİNDE DOĞAÇLAMA (TAKSİM)





                                                 TERİMLER SÖZLÜĞÜ


              A                 âb: Su.
                              ağyar: Yabancılar, tanıdık olmayanlar.

                               ahu: Ceylan.
                              ayan : Açık, âşikâr, gözle görülür, belli.

                              âyîne: Ayna.

              B            bâdenûş: İçki, şarap içen.
                             bîçare: Çâresiz, âciz, zavallı.

              C                cefâ: Eziyet, sıkıntı.
                             cevlân: Dolaşma, gidip gelme.

              Ç           çarh-çerh: Çark, dönen tekerlek, tekerlek gibi dönen şey.

                            çemen: Çimen, yeşillik yer.
                              çeşm: Göz.

              D               dem: Nefes, soluk. Herhangi bir nağmeye sürekli şekilde eşlik eden ses. Zaman, an, çağ.
                                dil: Gönül, yürek.

                             dilber: Gönlü kendine çeken, güzel.

                             durak: Tekke mûsikisinde âyin veya zikir sırasında ara verilen yerlerde okunduğu için bu isimle anı-
                                    lan ve sadece durak evferi denen usûlle ölçülen, sözleri meşhur tasavvufî şiirlerden alınmış,
                                    ağır ve itinalı bir çeşit ilâhi.
                             ehlidil: Gönül adamı, gönlünde birlik ve huzur zevkini bulan, gerçeği idrâk etmekten gelen gönül
              E
                                    zenginliği ve müsâmahaya sâhip kimse.
                             erkân: Bir topluluğun başlıca kimseleri, ileri gelenler, devletin, ordunun sayılı kimseleri, üstler.
                          emprovize:  Hiç hazırlık yapmadan, içinden geldiği gibi.

                             esbab: Sebepler.

              F               fasıla: İki şeyi birbirinden ayıran açıklık, boşluk, ara, aralık.
                         fegân-figân: Bağırarak ağlama, inleme.

                               fıtrî: Yaratılıştan olan, doğuştan ve tabiî olarak var olan.
                              firak: Ayrılık, ayrılma, ayrı düşme.

              G              gûyem: Diyorum.
                             gülşen: Gül bahçesi.


              H               hilkat: Yaratılış.
                             hülasa: Özet.

              İ           ilâhicibaşı: İlâhî okuyanların başı.
                             inkişaf: Gelişme, açılma, meydana çıkma.

                              işret: İçki içme, içki.



                                                                                                           109
   106   107   108   109   110   111   112   113   114   115   116