Page 26 - THM TEORİ VE UYGULAMASI 12
P. 26

Tasavvuf  Türk halk müziği içinde yer alan ilahiler; nefes, savt ve gülbang olmak üzere üçe ayrılır:
                a)  Nefes: Bektaşi tarikatlarında ilahiye genel olarak verilen addır. Türü belirleyen temel öge Bekta-
            şilerin ilke ve inanışlarını içeren tasavvuf  sözlerdir. Bu sözlere “nutuk” da denilmiştir. Bu sözlerin “Bektaşi
            raksı” ya da “Bektaşi devrirevanı” adı verilen usullerden biriyle bestelenmesi sonucu nefes oluşur. Bir baş-
            ka deyişle türü belirleyen ikinci öge de bu usullerden birinin kullanılmasıdır. Nefeslerin sözlerinde On İki
            İmam’ın adı geçerse o nefese “düvaz”, sözlerde Hz. Muhammed’e övgü varsa “Nat-ı Nebi”, Hz. Ali’ye övgü
            içeriyorsa “Nat-ı Ali”, Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehit edeilişi nedeniyle matem içeriyorsa “mersiye” denil-
            mektedir. Şekil itibarı ile koşmalar gibi dörtlüklerle yazılır. Konusu genellikle tasavvuf ve tarikat akideleri ile
            ilgilidir. İçlerinde lirik mahiyet gösterenleri de vardır. Nefeslerin dili genellikle sade bir Türkçedir. Başta 11’li
            hece vezni olmak üzere 7’li, 8’li hece vezniyle ve aruz vezni ile yazılmış olanları da vardır.
                Alevi-Bektaşi öğretisinin kuşaktan kuşağa aktarılmasında nefeslerin önemli bir işlevi vardır. Nefeslerde
            konular her zaman özel bir anlatım tarzıyla ve kelimelerin mecazi kullanımlarıyla işlenmektedir. Türk halk
            müziğinde “türkü” ne kadar yaygın bir tür ise tasavvuf  halk müziğinde de “nefes” o kadar yaygındır. Halk şi-
            iri olarak türkülerin yapısı ile nefeslerin yapısı arasında büyük bir benzerlik mevcuttur. Hemen hemen bütün
            türkülerde söz ve müzik, anonimdir. Buna karşılık nefes olarak bilinen şiirlerin yaratıcılarının belli olması ve
            en son dörtlükte (şah beytinde) mahlasının veya isminin geçmesi, en belirgin farklılık olarak göze çarpar.
                Ege, Akdeniz  başta  olmak  üzere  çoğunlukla  Batı Anadolu  coğrafyasında  yaşamış/yaşamakta  olan
            “Tahtacı” topluluklarının seslendirdiği dinsel sözlü eserlere de “nefes” adı verilmektedir. Bu türden nefes-
            lerde özellikle “gurbet havası” ezgi kalıbına benzerlik gösteren uzun hava tipindeki düvazlar ve nefesler
            yaygındır. Bunlar Balıkesir’in Türkali köyünde “erkân nefesi” adıyla bilinmektedir. Antalya’nın Korkuteli ilçe-
            sine bağlı Büyükköy’den derlenen “Oturmuş da Sofu Dersini Okur” sözleriyle başlayan nefes de uzun hava
            tipindeki bir nefes örneğidir.

                Nefes Örnekleri
            •   Divane Gönlüm Geçmez Güzelden (gazel/nefes)                  (Kırklareli/Kızılcıkdere)
            •   Elest Bezminde Demişiz Beli (Atatürk nefesi)                 (Tekirdağ/Kılavuzlu köyü)
            •   Eriştim Menzile İkrar Getirdim (koşma/gazel/nefes)           (Tekirdağ/Kılavuzlu köyü)
            •   Ey Nur-i Çeşm-i Ahmedi Muhtar Ya Hüseyin (mersiyeişerif)     (Tekirdağ)
            •   Bu Gece Dergâha Vardım                                       (Tire/İzmir)
            •   La Fetta İlle Ali                                            (Tire/İzmir)
            •   Enel Hak Dedik de Durduk Darına                              (Eskişehir/Akçayaka köyü)
            •   Eşrefoğlu Al Haberi                                          (Eskişehir/Akçayaka köyü)
            •   Gaf l Kaldır Kalbindeki İmanı                                (Eskişehir/Akçayaka köyü)
            •   Muhammed Ali’yi Candan Sevenler (Düvaz İmam)                 (Antalya/Elmalı)
            •   Zahit Bizi Tan Eyleme                                        Anonim
            •   Minnet Eyleme                                                Anonim



                                                Şu Fani Dünyaya
                       Şu fani dünyaya geldim giderim         Gülün emri neydi gül şaha çekti
                       Bin yılda bir çiçeğin bittiğin gördüm  Bülbülü de gülün oduna yaktı
                       Ana rahminden geldim cihana            Bunca melaike seyrana çıktı
                       Nice bin yıl yattığın gördüm           Ol Şems-i Tif is’in öttüğün gördüm

                       Atamın belinde boyandım kana           Seyyit Mehemmed’im bu sıraya kattım
                       Al yeşil nurundan indim kandile        Yalan dünya sana çok gelip gittim
                       Atam bahane oldu geldim cihana         Âdem Saf yullah’la arzuhal ettim
                       Erenlerin ikrar verdiğin gördüm        İnsanları katere çektiğin gördüm

                       Sülük sohbetinin ya sünneti kaç
                       Eğer kâmil isen gel bir irfan aç                              Seyyit Mehemmed Abdal
                       Dünya kurulmadan güveren ağaç
                       Güverip hurmanın bittiğin gördüm



                                                                                                        25
   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31