Page 61 - TÜRK VE BATI MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 61
4. ÜNİTE
4.4. Tonalitenin Ortaya Çıkışı
Avrupa müziği, Orta Çağ’ı ve Rönesans Dönemi’ni kapsayan uzun bir zaman dilimi boyunca modal nitelik gös-
termiştir. Barok Dönem’de ise yeni bir müzik sistemine geçiş süreci şekillenmiştir. Bu yeni sistem “tonal müzik”
olarak isimlendirilmiştir.
4.4.1. Modal Müzikten Tonal Müziğe Geçişin Aşamaları
Rönesans Dönemi’nde çalgıların müziğe dâhil edilmesi, Avrupa müziğindeki köklü değişikliğin başlangıcı ol-
muştur. Tonal sistem, bu köklü değişiklik sonucunda ortaya çıkmış ve Barok Dönem’de farklı aşamalardan geçerek
dönemin sonlarında kuramsal yapısını tamamlamıştır.
Orta Çağ’dan itibaren kullanılan kilise makamları, Barok Dönem’de de varlık göstermeye devam ederken tonal
müzik de uygulama yoluyla adım adım gelişmiştir. Modal sistemden tonal sisteme geçişin önemli etkenlerinden
biri, Barok Dönem’le birlikte kullanılmaya başlanan sürekli bas geleneğidir. Sürekli bas yapısında continuo çalan
enstrümanlarda akorlar kullanılmıştır ve diğer melodilerin continuo tarafından kullanılan akor kalıplarına uygun
olmasına dikkat edilmiştir. Bu nedenle continuoda kullanılan akorların yürüyüşü, nota yazısında dikkate alınmaya
başlanmış ve zamanla kurallı bir yapıya bürünerek tonal müziğin temelini oluşturmuştur.
Tonalitenin gelişmesindeki diğer bir önemli unsur, kromatizme yer verilmesidir. Barok Dönem bestecileri, do-
ğaçlamaya izin veren çalgı müziği türlerinde kromatizmi yaygınlaştırmış ve kromatik dizileri önce rastgele, daha
sonra kurallı bir şekilde kullanmıştır.
Disonans (uyumsuz) akorların 17. yüzyılın başlarında deneysel olarak kullanılmaya başlanması da tonal müzi-
ğin gelişim sürecini etkilemiştir. Dramatik anlatıma katkı sağlayan disonans akorlar, yüzyılın sonuna gelindiğinde
tonal sistemin bir parçası hâlini almıştır.
Tonal müziğin gelişimini tamamlaması ise tampere sistemin benimsenmesi ile olmuştur. Tonalitenin ve tam-
pere sistemin tam manasıyla şekillenmesi Barok Dönem’in sonlarına rastlamıştır. Johann Sebastian Bach, bir okta-
vın klavyeli çalgılar üzerinde 12 eşit sese bölünmesine ve tonalitenin 12 majör, 12 minör tonda kesinlik kazanma-
sına önemli katkılarda bulunmuştur.
BİLGİ NOTU
Tampere sistemde tam aralıklar dokuz eşit parçaya bölünmüş ve her bir bölüm koma olarak adlandırılmıştır. Bu
duruma göre bir tam aralık, dokuz; yarım aralık da dört buçuk koma olarak kabul edilmiştir. Tampere sistemde bir
oktavda 12 yarım aralık mevcuttur.
ARAŞTIRALIM PAYLAŞALIM
Johann Sebastian Bach, majör ve minör tonların tamamını göstermek amacıyla tampere sistemde 12 ton için pre-
lüd ve fügler bestelemiştir. Bu eserlerin notalarını ve video ya da ses kayıtlarını bularak inceleyiniz. Edindiğiniz bilgileri
ve izlenimlerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
4.4.2. Modal ve Tonal Müzik Arasındaki Farklar
Modal ve tonal müzik birbirinden farklı temellere dayanmaktadır. Modal müziğin karakterini kilise makamları
oluştururken tonal müzikte majör ve minör modaliteler temel alınmıştır.
Tonal ve modal müzik arasındaki önemli bir farklılık da ses aralıklarında kendini göstermiştir. Modal müzik
sisteminde eşit olmayan ses aralıkları yani komalı sesler de kullanılırken tonal müzikte komalı seslere yer verilme-
miştir.
Tonal müzikteki akor eşlikleri, Rönesans ve Barok Dönemlerindeki modal müzikte de kullanılmıştır. Ancak bu
uygulama, tonal müzikteki gibi dizinin belirli dereceleriyle bağlantılı ve kurallı değildir. Tonal müzikte eksen, çe-
ken (dominant) ve alt çeken (subdominant) gibi dizinin bazı dereceleri armoni kuralları çerçevesinde önemli gö-
rülmüştür. Tonik ses üzerine kurulan akor, eserde kullanılan tüm armonide temel alınmıştır.
BİLGİ NOTU
Tonal müzikte bir dizinin tonu, eksen (tonik) sestir (do, re vb.). Majör veya minör olma durumu da dizinin modali-
tesidir. Bir diziden bahsedilirken modaliteyi de kapsayacak şekilde “tonalite”, “ton” veya “dizi” terimleri kullanılmakta-
dır (do majör ton, re minör tonalite, fa majör dizisi vb.).
60 BAROK DÖNEM VE MÜZİK