Page 69 - TÜRK VE BATI MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 69
5. ÜNİTE
5.2. Viyana Okulu
5.2.1. Klasik Dönem Viyana Okulu
Viyana Okulu, asıl Viyana Klasikleri’nden Haydn, Mozart ve Beethoven’dan önceki dönemde Viyana’ya özgü
sanat ortamını hazırlayan sanatçıların çalışmalar yaptıkları okuldur. Bu okul döneminde Viyana, Avrupa’nın en
önemli sanat merkezi hâline gelmiştir.
Haydn, Mozart ve Beethoven 18. yüzyıl Avrupa müzik kültürünün yaratıcı gücünü temsil etmiştir. Özellikle
Haydn ve Mozart, klasisizmin sınırlarını genişleterek insan ruhunun derinliklerine inebilmeyi başarmıştır. Bach ve
Handel barok müzikte ne anlam ifade etmişse Haydn ve Mozart da klasik müzik için aynı anlamı taşımıştır.
Franz Joseph Haydn (1732-1809): Haydn, amatör olarak müzikle ilgilenen
anne ve babasının söylediği koro eserlerine kemanı ile eşlik ederek müziğe baş-
lamıştır (Görsel 65). Bir köy öğretmeninin onu keşfetmesi ile de ilk kez Stephan
Katedrali Korosu'nda profesyonel olarak koristlik yapmıştır. Sürekli gelişim gös-
teren bir sanatçıdır ve hayatı boyunca çok başarılı eserler vermiştir. En beğeni-
len bestelerini kırk yaşından sonra yapmıştır. Bestelediği 104 senfoni sebebiyle
müzik tarihinde “Baba Haydn” olarak tanınmıştır. Kurduğu orkestra, zamanının
en iyi müzik topluluklarından biri olan Haydn, bu orkestra ile pazar konserleri
vermiştir. Sanatçının tüm eserleri tartışmaya yer vermeyecek kadar kusursuz ve
muhteşem bir işçilik içermektedir. Özellikle bestelediği oratoryolar yeni bir ça-
ğın habercisi olma özelliği taşımaktadır.
Görsel 65: Franz Joseph Haydn Başlıca Eserleri: Senfoni No.94, Senfoni No.45, Mevsimler oratoryosu, Do
Majör Çello Konçertosu No.1, Missa in Tempore Belli, Ayda Dünya operası, Ar-
mida operası, Yaylı Çalgılar Dörtlüsü Op.33, Do Majör Obua Konçertosu, Re Ma-
jör Piyano Sonatı No.37.
Wolfgang Amadeus Mozart (1756-1791): Mozart, Avusturya’nın batısın-
daki büyük kentlerden biri olan Salzburg’da doğmuştur (Görsel 66). İnsanlık
tarihinin bilinen en büyük bestecilerindendir. Albert Einstein, onun muhteşem
zekâsını ve yeteneğini “Gerçek dehalar göklere uzananlardır, Mozart ise gökten
inmiştir.” diyerek ifade etmiştir.
Mozart’ın müzik konusundaki olağanüstü yeteneği küçük yaşlarından iti-
baren ailesinin dikkatini çekmiştir. Dört yaşında klavsen çalmaya başlaması ve
beş yaşındayken menüetler bestelemesi yakınları tarafından şaşkınlıkla karşı-
lanmıştır. Oğlunun henüz beş yaşında bestelediği klavsen eserleri karşısında
Görsel 66: Wolfgang A.Mozart
hayrete düşen babası Leopold Mozart, hayatını onun geleceğine ve eğitimine
adamak üzere seyahat planları yapmaya başlamıştır. Salzburg böyle bir deha-
nın eğitilip tanıtılması için çok küçük bir şehir olduğundan oğlunun müzikal
birikimini artırarak sahip olduğu yeteneği güçlendirmeyi hedeflemiştir. Böylece
Mozart, babasının 1762 yılında düzenlediği gösteri niteliği taşıyan gezide ablası
ile birlikte Almanya, Fransa, Hollanda, İngiltere ve Belçika’da konserler vermiş-
tir. Daha sonraki yıllarda Mozart’ın turne niteliğindeki gezileri devam etmiştir.
Müziğe olduğu kadar matematik ve resme de yeteneği olan besteci, 35 yıllık
ömrüne 626 eser sığdırmıştır.
Başlıca Eserleri: Sihirli Flüt, Don Giovanni (Don Covanni), Figaro’nun Dü-
ğünü, Saraydan Kız Kaçırma ve İdomeneo (İdomeneio) operaları, Requiemler
(Rekuem), Eine Kleine Nacht Musik (Ayne Klayne Naht Müzik), Türk Marşı, La
Majör Klarnet Konçertosu K 622, Senfoni No.40, Piano Konçertosu No.21, La Mi-
Görsel 67: Ludwig van Beethoven
nör Piano Sonatı No.8.
Ludwig van Beethoven (1770-1827): Almanya’nın Bonn kentinde doğan Beethoven, ilk müzik derslerine dört
yaşındayken babasıyla keman ve klavye çalışarak başlamıştır (Görsel 67). Yedi yaşına geldiğinde sanatsal yetkin-
liği; keman, klavye ve org konserleri verebilecek düzeye ulaşmıştır. İlk gençlik yıllarındaki kompozisyonları, onun
üstün yetenekli bir çocuk olduğunun ilk sinyallerini vermiştir. Yazdığı bir kantatı 1792 yılında konser vermek üzere
Bonn’a gelen Haydn’a sunması ise müzikal yaşamında dönüm noktası olmuştur. Haydn, Beethoven’ın üstün yete-
neğini fark etmiş ve ona Viyana’nın sanatsal ikliminde mutlaka bulunması gerektiğini söylemiştir. Zihninde yeni
ufuklar açılan Beethoven da bu öneriye kayıtsız kalmayarak 1792 yılının sonlarına doğru Bonn Sarayı Prensi Maxi-
68 KLASİK DÖNEM MÜZİĞİ