Page 81 - TÜRK VE BATI MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 81
6. ÜNİTE
6.2. Romantik Dönem’de Kullanılan Formlar
Romantik Dönem bestecileri, kendilerinden önceki dönemlerde ortaya çıkıp olgunlaşan klasik formları birta-
kım değişikliklere uğratmıştır. Klasik Dönem eserleri, form temel alınarak tasarlanırken Romantik Dönem’de form,
bizzat anlatılmak istenen duygu ya da düşünce tarafından ortaya çıkarılmıştır. Bu bakış açısı, katı bir form anlayı-
şını ortadan kaldırmıştır. Romantik Dönem bestecilerinin edebiyata olan ilgisi ve müzikte şiirselliği arama çaba-
ları da formlarda değişikliğe neden olmuştur. Bu dönemde şiir sadece şarkıyla bütünleşmekle kalmamış, büyük
enstrümantal formlar şiirsel bir yapıya bürünmüş ve edebiyatla olan etkileşim müzik formlarını özgürleştirmiştir.
6.2.1.Romantik Dönem’de Formlarda Meydana Gelen Değişimler
Programlı senfoni, klasik senfoni yapısının Romantik Dönem’de değişmesi sonucunda ortaya çıkmış bir mü-
zik formudur. Saf müzik yapma amacı taşıyan senfonilerin bir öyküyü veya resmi betimlemek için bestelenmesiyle
ortaya çıkmıştır. Programlı senfonilerde eserlerin üzerinde anlatılmak istenen konu ile ilgili uzun açıklamalar ve
betimleyici başlıklar kullanılmıştır. Hector Berlioz (Hektor Berliyöz) ve Franz Liszt gibi yenilikçi besteciler, klasik
senfoni yapısından uzaklaşarak programlı senfoniler yazmıştır. Franz Schubert (Franz Şubert), Johannes Brahms
(Yohannes Brams) ve Felix Mendelssohn-Bartholdy (Feliks Mendelson-Bartoldi) gibi bazı besteciler ise klasik sen-
foni yapısına bağlı kalmıştır.
Senfonik süit, Barok Dönem’den itibaren kullanılan süit formunun romantik anlayışla şekillenmiş ve yapısal
olarak genişlemiş biçimidir. Süitler, aynı tondaki küçük dansların büyük senfoni orkestraları tarafından peş peşe
çalınmasıyla senfonik süitlere dönüşmüştür.
Solo konçerto, bu dönemde değişime uğrayan müzik formlarından biridir. Konçertoların bitiş kısmında yeni-
den serim bölümü yerine solo çalgının parlak bir kadansla dramatik bir etki oluşturması tercih edilmiştir. Piyano
ve keman, besteciler tarafından duyguları en iyi ifade eden çalgılar olarak görüldüğünden konçertolar en çok bu
iki çalgı için yazılmıştır.
BİLGİ NOTU
Romantik Dönem operası, “grand opera” [gırand
opera (büyük opera)] ve “opera comique” [opera komik
(komik opera)] olmak üzere iki türe ayrılmıştır. Büyük
koroları, kalabalık sahneleri, dekorları, reçitatif bölüm-
leri, büyük orkestraları ve ihtişamlı müziğiyle karakteri-
ze olan grand opera genellikle tarihî ve mitolojik konu-
ları işlemiştir. Reçitatif yerine konuşmaların kullanıldığı
opera comique türünde ise tarihsel konular yerine yarı
ciddi dram veya komik konular seçilmiştir. Opera co-
mique, daha az çalgı ve ses kullanılarak daha sade sah-
nelerde icra edilmiştir (Görsel 78).
Yeni bir vokal tür olan “operet” de Romantik Dö-
nem’de ortaya çıkmıştır. 19. yüzyılın ikinci yarısında
görülmeye başlanan bu tür; neşeli, hafif ve sevimli
özellikleri ile kısa zamanda geniş kitlelerin beğenisini
kazanmıştır. Dönemin operetleri, imgesel (hayal ürü-
nü) bir karakter taşımıştır ve eserlerin sahneleri, temsil
boyunca hızlı bir şekilde değişmiştir.
Görsel 78: “Carmen” (Karmen) Operası, Georges Bizet
2. ETKİNLİK
Aşağıda verilen piyano konçertolarını dinleyiniz. Dinlediğiniz eserlerin farklılıklarıyla (çalgılama, armonik
yapı, tonalite, melodik yapı, ritmik yapı vb.) ilgili düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
Bestecinin Adı Eserin Adı Anahtar Kelime
Wolfgang Amadeus Mozart La Majör Piyano Konçertosu No. 23 Mozart, K 488
Franz Liszt Mi Bemol Majör Piyano Konçertosu No.1 Liszt, piano 1
80 ROMANTİK DÖNEM MÜZİĞİ