Page 82 - TÜRK VE BATI MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 82

6. ÜNİTE


                 6.2.2. Romantik Döneme Özgü Formlar

                 Romantik Dönem’de sadece mevcut formlar deği-
               şime uğramakla kalmamış, dönemin ruhunu yansıtan
               yeni formlar  da ortaya  çıkmıştır. Senfonik  şiirler ve
               liedler, Romantik Dönem’in en karakteristik formları
               olmuştur. Bu dönemde sıkça kullanılan formlar şun-
               lardır:
                 Senfonik Şiir: Programlı senfoni yapısından türe-
               yerek tek bölümlü ve büyük bir yapı hâlini almış müzik
               formudur. Senfonik şiirlerde programlı senfonilerdeki
               gibi betimlemelerle yetinilmemiş; hikâyedeki duygu,
               atmosfer ve psikolojik durum da müzikle canlandırıl-
               maya çalışılmıştır. 19. yüzyılın ortalarından başlayarak
               gelişen senfonik şiir, müziğe Franz Liszt tarafından
               kazandırılmıştır. Richard Strauss (Riçırd Ştraus) ise bu
               formun ustası kabul edilmiştir.
                 Lied: Çalgıların sınırlarının zorlandığı ve çalgı mü-
               ziğinin öne çıktığı 19. yüzyılda vokal müzik biçimi
               olarak döneme damgasını vurmayı başarmış bir mü-
               zik formudur (Görsel 79). Alman halk şarkısı olan lied,
               Romantik Dönem’de kısa dönüşlü yapısının değiştiril-
               mesi sonucunda uzun şiir üzerine geliştirilen ve piya-
               no eşliğinde söylenen şarkılara dönüşmüştür. Liedler;
               Wolfgang von Goethe (Vofgang von Göte), Heinrich   Görsel 79: “Hüzünlü Bir Şarkı Söylemek (Singing a Pathetic
               Heine (Henrik Hayn) ve Johann Rückert (Yohan Rükert)   Song)”, 1881, Thomas Eakins (Tomıs Ekıns)
               gibi dönemin ünlü şairlerinin şiirlerinden yararlanıla-
               rak yazılmıştır. Romantik Dönem’de lied formunda eser veren başlıca besteciler; Johannes Brahms, Franz Schu-
               bert, Robert Alexander Schumann (Rabırt Aleksandır Şuman), Richard Strauss ve Hugo Wolf’tur (Hügo Volf).
                 Etüt, Romantik anlayış ile birlikte daha küçük, lirik, müziksel ifadeyi öne çıkaran ve şematik olmayan çalgı müzi-
               ği formları da ortaya çıkmıştır. Çoğunlukla piyano için yazılan bu formlar; rapsodi, berceuse (bersüz), etüd, prelüd,
               intermezzo, noktürn, arabesk, mazurka, polonez, ballad, konser uvertürü, impromptu, improvizasyon ve sözsüz
               şarkıdır.
                 Rapsodi: İlk kez Johannes Brahms’ın piyano için yazdığı solo ve küçük eserlerde kullanılmış bir müzik formu-
               dur. Bu formda bestelenen eserler, genellikle bir halk ezgisine dayanan ve bir temanın doğaçlama olarak çeşitlen-
               mesiyle geliştirilen tek bölümlü bir yapıya sahiptir.
                 Noktürn: Liedlerden esinlenilerek bestelendiği için “piyanonun şarkı söylemesi” olarak tanımlanan bir müzik
               formudur. İlk defa Frederic Chopin’in kullandığı bu formun icrasında sağ el, insan sesi gibi şarkı söylerken sol el,
               şarkıya eşlik eden arpejler çalmaktadır.
                 Arabesk: Sanat tarihinde Arap tarzı mimari ve süsleme için kullanılan bir terimdir. Müzikte ise minör tonda
               yazılmış, lirik ve kısa yapıları ifade etmektedir.
                 Etüt: Piyano için yazılan ve betimleyici özellikleri açısından senfonik şiirlere benzeyen bir müzik formudur.
               Romantik Dönem’e kadar teknik egzersiz niteliği taşırken bu dönemde Frederic Chopin tarafından başlı başına
               müzik formu hâline getirilmiştir.
                 Ballad: Temeli liede dayanan ve önceleri halk şiirlerinin belirli bir ezgi ile okunması anlamında kullanılan bal-
               lad, Romantik Dönem’de çalgı müziği formuna dönüşmüştür. Ballad; geniş temalardan meydana gelen, küçük
               bölümlerin yan yana gelmesiyle bütünlük oluşturan, piyano için yazılan, şiirsel ve dramatik özellik gösteren bir
               müzik formudur. Bu formu ilk kullanan kişi Frederic Chopin'dir.
                 Konser Uvertürü: Romantik Dönem’e kadar opera, oratoryo ya da piyeslerde açılış müziği olarak kullanılan
               konser uvertürü, bu dönemde bağımsız bir forma dönüşmüştür. Konser uvertürleri, programlı senfoniler gibi be-
               timleyicidir ve bu formdaki eserlerin konserlerin başlangıcında çalınması gelenek hâline gelmiştir.
                 Prelüd: Romantik Dönem’e kadar büyük bir eserin ön müziği olarak bestelenen prelüd, bu dönemde başlı
               başına bir müzik formu hâline gelmiştir. Önceleri diğer çalgılar için de bestelenirken Frederic Chopin’in küçük ve
               lirik yapıtlarıyla birlikte piyano için eser yazılan bir forma dönüşmüştür.



                                                                                ROMANTİK DÖNEM MÜZİĞİ   81
   77   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87