Page 79 - TÜRK VE BATI MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 79

6. ÜNİTE

























              Görsel 73: İngiliz kornosu     Görsel 74: Basklarnet           Görsel 75: Tuba

                Romantik Dönem müziğinde daha önce olmayan ayrımlar yapılmaya başlanmıştır. Besteci-yorumcu, profesyo-
              nel-amatör, teorisyen-uygulayıcı, sanat müziği-eğlence müziği gibi tanımlarla ilk defa bu dönemde karşılaşılmıştır.
                Orkestraların çalgı sayısı artmış ve ses hacmi genişlemiştir. İngiliz kornosu (Görsel 73), basklarnet (Görsel 74),
              tuba (Görsel 75) ve arp orkestradaki yerini almıştır. Orkestra şefliği bir meslek hâline gelirken orkestra şefi, yöneti-
              cilikle beraber yorumculuğu da üstlenmiştir. Dönemin en popüler enstrümanı olan piyano, Avrupa’da hemen her
              evde yerini almış ve Romantik Dönem, piyano resitallerinin verilmeye başlandığı bir dönem olmuştur (Görsel 76).




























                      Görsel 76: “Müzik Odası (The Music Room)”, 1878, Mihaly Munkacsy (Mihali Munkaksi)
                Romantik Dönem’in icra uygulamalarında bazı farklılıklar görülmektedir. Hız ve gürlük terimlerindeki çeşitlen-
              me sayesinde yorumcu, eserin icra nitelikleri konusunda detaylı bir şekilde bilgilendirilmiştir. Besteciler tarafından
              ffff veya ppp gibi nüanslar verilmeye başlanarak eserin üzerine çalınış özellikleri ile ilgili işaretler yazılmıştır. Öte
              yandan çalgı icrasındaki ritmik yapı özgürlüğe kavuşmuştur. İcra esnasında zamanın esnetilmesi temeline da-
              yanan rubato çalma tekniği kullanılmaya başlanmıştır. Bu teknik; solistin bir süre için ölçüyü bırakması, içinden
              geldiği gibi bir zamanlama ile çalması ve sonra tekrar ölçüye girmesi şeklinde uygulanmıştır. Daha önce de var
              olan fakat bu dönemde yoğun olarak kullanılmaya başlanan bu tekniğin ismini Frederic Chopin (Frederik Şopin)
              vermiştir.
                Romantik müzikte minör tonlar sıklıkla kullanılmış ve ezgiler giderek daha yoğun ve karmaşık bir hâle gelmiştir.
              Eserlerde yedili ve dokuzlu akorlar ile kromatizm fazlaca yer almıştır. Romantik besteciler, birbiriyle ilgili olmayan
              tonalitelere hazırlıksız geçişler yaparak duyguları dramatize etmeye çalışmış ve çalgıların tüm ses olanaklarının
              kullanıldığı yapıtlar bestelemişlerdir. Armoni ile kontrpuan kurallarının zorlandığı ve amatör müzisyenlerin teknik
              olarak çözemediği bu eserleri ancak virtüözler çalabilmiştir. Bu durum, Romantik Dönem’in “virtüöz yorumcular
              dönemi” olarak tarihe geçmesine sebep olmuştur.





    78   ROMANTİK DÖNEM MÜZİĞİ
   74   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84