Page 78 - TÜRK VE BATI MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 78
6. ÜNİTE
6.1.2. Romantik Sanatın Özellikleri
Sanat, tabiatı itibarıyla duyguları dayanak edinen bir kavram olduğundan tüm dönemlerin eserleri roman-
tizmden izler taşımıştır. Ancak romantizmin 19. yüzyıl sanat eserlerinde yoğun bir şekilde hissedilmesi, bu yüzyıl
sanatının temel karakterini oluşturmuştur.
Görsel 71: “Barışçıl Krallık (Peaceable Kingdom)”, 1834, Edward Hicks (Edvırd Hiks)
Romantizm kelimesinin kökeni, eski Fransızcadaki “romance” (romans) yani “şiir” kelimesine dayanmaktadır.
Romance kelimesi, 17 ve 18. yüzyıl edebiyatında fantastik, masalsı, düşsel, duygu dolu özelliklere sahip olan eser-
leri ifade etmek için kullanılmıştır. Kaynağını bu tarihsel süreçten alan romantizm akımı da benzer özelliklerle
şekillenmiştir.
19. yüzyılda birçok sanat dalını etkisi altına alan romantizm; akıl, sağduyu, nesnellik ve evrensellik ilkelerini
benimseyen klasisizme tepki olarak doğmuştur. Bu sebepledir ki “duyguların dili” olarak tanımlanan romantizm,
kişiselliğe ve duyarlılığa dayanmıştır. Dönemin sanatı “ben” kavramı üzerine odaklanmış, verilen eserler; akıl dışı-
lık, içgüdü, sezgi, heyecan, bilinçaltı, yalnızlık, duygusallık, ulusalcılık gibi kavramları bünyesinde barındırmıştır
(Görsel 71). Eserlerin yarattığı duygunun önemsenmeye başlanması, klasisizmde büyük değer atfedilen üslup
kavramının önemini kaybetmesine neden olmuştur. Diğer taraftan Klasik Dönem’de geri planda kalan din teması,
Romantik Dönem’le birlikte eserlerde yeniden yer bulmaya başlamıştır.
Romantik akım sanatçısı; ulaşamayacağının peşinden koşan, kendine acıyan, anlaşılamamaktan şikâyet eden
ve iç dünyasındaki iniş çıkışları yapıtlarına yansıtan bir ruh hâliyle hareket etmiştir. Bu ruh hâli, eserlere hüzün ve
karamsarlık olarak yansımıştır.
6.1.3. Romantik Dönem’de Müzik Sanatında Meydana Gelen Değişiklikler
Müzikte Romantik Dönem, 19. yüzyılın başın-
dan 20. yüzyılın başına kadar devam etmiştir. Kla-
sik Dönem’de müzik, soylu kesimden oluşan kü-
çük ve eğitimli bir gruba hitap ederken Romantik
Dönem’de dinleyici kitlesi değişmiştir. Müzisyen-
ler, monarşinin ve soylu ailelerin himayesinden çı-
karak halka yönelmeye başlamıştır. Bu dönemde
halk için çok sayıda konser ve opera salonu yapıl-
mış; müzik, orta sınıfın evlerinde de icra edilmiştir
(Görsel 72).
Müzikle edebiyat arasındaki doğrudan ilişki,
romantik akımın müziğe kazandırdığı en belirgin
özelliktir. Romantik Dönem bestecileri, edebiyat-
Görsel 72: Yapımı 1875’te tamamlanan Paris Opera Evi
tan etkilenmiş ve edebî fikirleri müzikle ifade et-
miştir. Edebiyatla olan etkileşim, müziğin anlatım gücünü yükseltip katı kurallardan kurtulmasını sağlamıştır.
ROMANTİK DÖNEM MÜZİĞİ 77