Page 18 - Gitar9_2021_kitap.indb
P. 18
Müzik tarihinde Klasik dönemin başlangıcı olarak düşünülen 1750 yılı sonra-
sında Avrupa’da pek çok gitar türü etkin şekilde kullanılmıştır. Bunlar; beş çift
telli Barok gitar, altı çift telli gitar, beş tek telli gitar, lir gitar (Görsel 1.14), İngiliz
gitarı ve altı tek telli gitardır.
Altı tek telli gitarın tam olarak nerede, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı bir
tartışma konusu olsa da bir iddiaya göre, 1700’lerin sonlarına doğru, Weimar
Düşesi Amalia’nın İtalya’dan Weimar’a (Almanya) getirdiği beş tek telli gitara
Jakop August Otto (1760-1829) adlı yapımcı tarafından altıncı telin eklenme-
siyle altı tek telli gitar ortaya çıkmıştır. Daha sonra “Romantik gitar” olarak ad-
landırılacak altı tek telli gitar, diğer gitar türlerini gölgede bırakarak tüm Avru-
pa’ya hızla yayılmıştır. Romantik gitarın gövdesinin günümüz gitarına benzeyen
bir yapısı vardı ve telleri günümüz gitarıyla aynı seslere akortlanıyordu (Görsel
1.15).
Romantik gitarın gövdesi Barok gitara oranla büyümüş, bu gitar yeni akustik
yapısıyla böylelikle daha yüksek volüm kazanmıştır. Eklenen altıncı tel ile ses
genişliği üç, üç buçuk oktava kadar ulaşmış, bu durum hem bestecileri -yeni
Görsel 1.17: Günümüz eserler yazma açısından- hem de yorumcuları -seslendirme kolaylığı açısın-
Klasik Gitarı dan- rahatlatmıştır. Romantik gitarın tek tel olması daha net ve temiz sesler
üretilmesini sağlamış, yorumcunun sol el tekniklerini uygulamasını kolaylaştır-
mış, süslemelerin daha berrak, net ve ayrıntılı duyulmasını sağlamıştır. Barok
gitarın sahip olduğu ses alanının darlığı nedeniyle akorlar çevrim hâlde kulla-
nılırken, Romantik gitar akorlar seslendirilirken daha çok kök ses kullanımına
olanak sağlamıştır. Tını, renk ve armonik açıdan zenginleşen Romantik gitar
gerek solo çalgı gerekse eşlik ve oda müziği çalgısı olarak büyük ilgi görmeye
başlamıştır. Kısa zamanda bu gitar için zengin bir repertuvar oluşmuştur.
1850’li yıllara gelindiğinde Frederic Chopin, Robert Schumann, Franz Liszt ve
Johannes Brahms gibi besteci-piyanistlerin de etkisiyle Avrupa’da piyano mü-
ziği büyük bir ilerleme kaydetmiş, neredeyse her müzikseverin evinde piyano
bulunmaya başlamıştır. Bir anlamda gitarın altın çağı bitmiş, piyanonunki baş-
lamıştır. Öte yandan opera, orkestra ve oda müziği toplulukları dönemin önemli
bestecilerinin eserleriyle Romantik akımın tüm gücünü sergilemeye başlamıştır.
Böyle bir müzik ortamında, Romantik gitarın sahip olduğu ses gücü, tınısı ve
renkleri dönemin görkemli müziğini yansıtmaktan uzak kalmış ve müziksever-
lerin ilgisini çekememeye başlamıştır.
Romantik dönemin oluşturduğu bu atmosferde İspanya’da dönemin önemli
gitaristlerinden Julian Arcas (1832-1882) bu durumu fark etmiş ve Romantik
gitarın çağın istenen özelliklerine göre birtakım yapısal değişiklikler geçirmesi
gerektiğine inanmıştır. Arcas, bu düşüncesini kendisi gibi İspanyol çalgı yapım-
cısı Antonio de Torres Jurado (1817-1892) ile paylaşmış ve Torres’i Romantik
gitarda ses gücü, tını ve renk konularında araştırmaya sevk etmiştir. Torres,
gitarın ön kapağının (üst ses tablası) önemini savunmuş ve bu parçanın ölçü-
lerini büyüterek değiştirmiştir. Daha güçlü bir ses elde etmek için daha ince bir
kapak kullanmıştır. Ön kapağın direncini artırmak için iç tarafa yapıştırılan çıta-
ları kullanmış, böylece çalgının akustiğini de dengelemeyi başarmıştır. Torres,
Arcas’ın önerilerinden yola çıkarak denemeler yapmış ve birçok gitar üretmiştir.
Gitarlardan birini oldukça beğenen Arcas, konserlerinde bu gitarı kullanınca gi-
tar “Torres gitarı” olarak anılmaya başlamıştır (Görsel 1.16).
Torres gitarı, Romantik gitarla günümüz gitarı arasında bir köprü işlevi görmüş
ve 20. yüzyılda Ramirez, Hernandez, Fleta, Hauser gibi çalgı yapım ailelerine
ilham vermiştir. Bu yapımcılar Torres gitarını model almış, çalgının gövdesini bi-
raz büyüterek ve tel boyunu da biraz daha uzatarak günümüzde kullanılan gitar
ölçülerini standartlaştırmışlardır (Görsel 1.17).
Gitar Çalmayı Öğrenmeye Giriş 16