Page 16 - ÇALGI EĞİTİMİ NEY 9
P. 16

Çalgı Eğitimi Ney



                  Türklerin  İslamiyet  öncesindeki  dinî  yaşamlarında  musiki  çok  önemliydi.
            Eski Türk uygarlıklarında diğer müzik aletlerinin yanında üflemeli çalgıların da
            kullanıldığı hatta ney sazına daha da önem verdikleri bilinmektedir. Bu bağlamda
            Uygur Türklerine ait tapınakların duvar resimlerinde ut ve ney birlikteliği dikkat
            çekicidir. İslamiyet’i kabul ettikten sonra da Türklerin dinî ve sosyal hayatında
            musiki ve ney daima önemli yer tutmuştur.
                  Ney;  13.  yüzyıldan  başlayarak  Mevlânâ’yla  ölümünden  sonra  Mevlevilikle
            kimlik kazanmış âdeta Mevleviliğin sembolü hâline gelmiştir (Görsel 1.6). 14.
            yüzyılda İbn Haldûn, “Mukaddime” adlı eserinde “şebbâbe” denen üflemeli bir
            çalgıdan söz etmiş; bu çalgının kamıştan yapıldığı, on delikli olduğu, “mizmar-ı


























                                                   Görsel 1.6: Mevlânâ Türbesi
            ırakî” olarak da anıldığı bilgisini vermiştir. Gelibolulu Âlî, “Surnâme” adlı eserin-
            de neyden “çalgıların şeyhi” olarak söz etmiştir. Evliya Çelebi; “Seyahatnâme”
            adlı eserinin ney hakkında bilgi vermiş olduğu bölümde  "girift"ten de bahset-
            miş,  İstanbul'da  "tarak  mizmar,  kamış  mizmar  ve
            eyüp  borusu"  olarak  adlandırılan  kargıdan  yapılmış
            çeşitli nefesli çalgıların kullanıldığından söz etmiştir.
            Yaşadığı  dönemde  160  neyzen,  4  ney  yapımcısı  ve
            12 çeşit ney oduğu bilgilerine yer vermiştir. Yenikapı
            Mevlevihanesi  şeyhlerinden  Abdülbâki  Nâsır  Dede
            18. yüzyılda yazdığı “Tedkîk u Tahkîk” adlı eserinde,
            Türk musikisi perdelerini ve makamlarını ney üzerin-
            den anlatmıştır.
                  Padişahların 17 ve 18. yüzyılda musiki üstatları-
            na gösterdikleri ilgi, sarayda ve saray dışında musiki
            yaşamını oldukça canlandırmıştır. 1720’de Sultan III.
            Ahmet’in  şehzadeleri  için  düzenlenen  sünnet  töreni
            ve şenliklerini tasvir eden minyatür, bu canlılığın iyi
            bir kanıtı niteliğindedir. Bu minyatürde tasvir edilen
            üç neyzenden ikisinin neyinin aynı uzunlukta, birinin
            neyinin daha kısa ve üç neyin de başpareli olduğu,
            neyi tutuş şekillerinin de bugünkünden farklı olma-                     Görsel 1.7: 1720 Şenlikleri
            dığı görülür (Görsel 1.7).

         14
   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21