Page 94 - TİYATRO TARİHİ 9
P. 94

3   HAZIRLIK ÇALIŞMASI
            1.  Bir tiyatronun sergileneceği  yer (ülke, şehir, köy vb.) tiyatronun konusunu nasıl etkiler?
            2.  Tiyatro topluluklarının ülkelerinde veya farklı ülkelerde turnelerle tiyatro sergilemesi, o ülkenin kültür
               ve sanatına nasıl katkılar sunar?

          5.1.   RÖNESANS DÖNEMİ’NDE TİYATRO

          1453’te İstanbul’un fethinden sonra İtalya’ya gitmek zorunda kalan Bizanslı bilim insanları ve sanatçılar Antik
          Yunan ve Roma kültürünü buraya taşımışlardır. Yeniden doğuş anlamına gelen Rönesans hareketi XV. yüzyılda
          İtalya’da başlamış ve zamanla Avrupa’ya yayılmıştır. XVI. yüzyılda doruk noktasına ulaşan Rönesans, Coğrafi
          Keşifler ve Reform hareketlerinin yarattığı etkilerle birleşmiştir. Böylece Avrupa’da büyük bir tarihsel, toplumsal
          ve kültürel dönüşüm başlamıştır.

          Edebiyat, felsefe, bilim, sanat ve politika alanlarında Orta Çağ kavramlarının değişmesi, yeni bir dünya
          görüşünün değer kazanması Rönesans’la başlamıştır. Bu dönemde geçmiş, insan saygınlığı ve sanatçı kişiselliği
          de yeniden ortaya çıkarılmıştır (Görsel 5.1).




























                                    š    Görsel 5.1: Rönesans Dönemi’nde sanat örneği

          Avrupa’da  burjuvazi  adı verilen, kentlerde yaşayan, ticaretle uğraşan, servet birikimi sağlayarak gündelik
          hayatta önemli bir konum elde eden yeni bir toplumsal sınıf belirmiştir. Rönesans hareketini bu orta sınıf ortaya
          çıkarmıştır.

          XVI. yüzyıla gelindiğinde Katolik Kilisesinin baskıcı yönetimine karşı hoşnutsuzluklar artmıştır. Kilisenin
          yozlaşması, dinî değerlerin sorgulanmasını beraberinde getirmiş; Almanya, Fransa, İngiltere ve Kuzey Avrupa
          ülkelerinde dinde reform hareketlerinin başlamasına yol açmıştır. Reform hareketleri sonucunda ise Katolik
          Kilisesi otoritesini kaybetmiştir.

          Bu gelişmeler sosyal ve kültürel yaşamı da etkilemiştir. XVI. yüzyılda düşünce, dinî bağlamdan giderek
          uzaklaşmış ve daha özgür bir gelişme ortamı bulmuştur. Orta Çağ’ın tanrı merkezli dünya algısından insan
          merkezli bir dünya algısı yaratmaya geçilmiştir. Böylelikle skolastik düşünce yerini hümanizm (insancılık) an-
          layışına bırakmıştır.

          Rönesans’ta sanat ile zanaat birbirinden ayrı alanlar olarak kabul edilmiştir. Sanat, en az bilimler kadar değer
          gören bir alan olmuştur.




         92
                                                      5. ÜNİTE
   89   90   91   92   93   94   95   96   97   98   99