Page 18 - OKÇULUK
P. 18
1. ÜNİTE
Görsel 1.8 Okçuluk Vakıf Müzesi Türk Okçuluğunu anlatan balmumu heykeller
2. TÜRKİYE'DE OKÇULUĞUN GELİŞİMİ
Bilinen en eski yazılı kaynağımız kabul edilen Orhun Abi-
deleri ’ne (Köktürk Yazıtları da denilir.) baktığımızda bu taş
yazıtların, Göktürk alfabesiyle yazıldığı ve Türk kelimesinin ya-
zılışında kullanılan “ok” ile “yay” işaretlerinin birer harfe karşılık
geldiği görülür (Görsel 1.11).
Türk sözcüğü, Bilge Ka-
Ok ve yayın birer harf olarak kullanılması gerçeği bize; okun ğan ve Kültiğin yazıtla-
ve okçuluğun, milletimizce ne kadar değerli bir uğraş olduğunu rında yazıldığı şekliyle
gösteren bir kanıttır (bk. Görsel 1.9). Öyle ki Batılı tarihçilerin,
Türkleri tarif ederken ok ve yay kelimelerini kullandıkları görü-
lür. Buna bir örnek olması bakımından Romalı tarihçilerin meş-
hur sözünü hatırlatalım. Derler ki: “Sakın bir Türkü avlamayın,
çünkü av sizsiniz!” veya Türklerin at üzerinde giderken bile her
yöne ok atabilme özelliklerinden dolayı “Türkler ok atmaya
başladığında gökyüzünde güneş kaybolur!” demişlerdir (Gör-
sel 1.8).
Türkler bu özellikleri sayesinde Malazgirt’te ve daha birçok Türk sözcüğü, Tonyukuk
savaşta zafer elde etmişlerdir. Türkler bu meziyetleri iledir ki, yazıtlarında yazıldığı
meşhur hilal taktiğini başarıyla uygulayarak büyük zaferlere şekliyle
ulaşmışlardır. Bu taktikte, ordu, savaş anında; merkez, sağ ve
sol olmak üzere üç bölüme ayrılırdı. Merkez kuvvetleri düşma-
na hücum eder, bir süre sonra saldıran bu kuvvetler, kaçar gibi Görsel 1.9 Türk sözcüğünde ok ve yay
geri çekilirdi. Bunu yaparken de at üzerinde ok atmak suretiyle harfinin kullanımı
16