Page 43 - 3 ADIM TYT - TÜRKÇE
P. 43
TÜRKÇE TYT 2.
ADIM
Paragraf - B
1. Bahçesaray’a girdiğimiz zaman akşam oluyordu. Basık ev- 3. (I) Çizgi roman uçsuz bucaksız bir dünyadır ve kimileri bu
lerin damları üzerine akşamla beraber sonsuz bir ızdırap çö- dünyanın tanıdık bölgelerine yerleşmeyi ve o bölgenin sınır-
küyor gibiydi. Bazen oradan buradan, kısık ve gamlı ses işi- ları dışına çıkmamayı tercih eder; Fumetti tutkunları, Manga
tiliyordu. Bazı evlerde bir şavk yanıp sönüyordu. Bazısında, müdavimleri, Marvel ya da DC fanları vardır mesela. (II) Çizgi
sıkıntılı akşam saatlerini biraz olsun ferahlatmak ister gibi roman aynı zamanda devasa bir endüstri hâline geldiği için
lambalar yanıyordu. Bazı evlerin önünde elleri değnekli, bu endüstriyi çekip çevirenler hitap ettiği kitleyi kaybetmek
kalpaklı, bol şalvarlı ihtiyarlar görülüyor ve sessizce, başla- istemez. (III) Dolayısıyla da oyunun kurallarını değiştirmek,
rını önlerine eğmiş, değneklerini yere vura vura, karanlıklara üretimi gerçekleştirenlerin de çok işine gelmez. (IV) Bu yüz-
dalıp bir taraflara gidiyorlardı. Bahçesaray’ın akşam hayatı den de maalesef teknik ve zanaat seviyesinde kaydedilen
bana önce böyle sakin ve neşesiz görünmüştü. Ama aslın- gelişmeler her zaman sanata dönüşmez. (V) Çizgi roman
da böyle değildi. Yalnız insanlar değil hava, gök, sular, evler endüstrisinin çarklarından sıyrılarak daha bağımsız işler yap-
bile Çürüksu’nun kenarında, hanlarımızın mezarları bulunan maya cesaret eden sanatçılar ve yayınevleri çizginin imkân-
bu toprağın geçmişteki saadetini sessizce dinler gibiydiler. larını alışılmadık şekillerde kullanarak bambaşka hikâyeler
Bahçesaray’ı ilk defa görüyordum. Ertesi gün ben de onun anlatıyor, grafik romanlar ortaya koyuyorlar.
sırrına erdim. Bahçesaray, gözlerimin önünde sessiz ve canlı
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra
bir panorama gibi kaldı. En kara günlerimde ona bakıp içimin
“Tam da bu noktada, artık dilimize yerleşmiş adıyla, grafik
ateşlerini söndürürüm.
romanlar devreye giriyor.” cümlesi getirilebilir?
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I B) II C) III D) IV E) V
A) Kahraman anlatıcının bakış açısı vardır.
B) Diyalog tekniğine başvurulmuştur.
C) İşitme duyusuna ait ayrıntılara yer verilmiştir.
D) Dış gerçeklik yazarın izlenimleriyle aktarılmıştır.
E) Öyküleyici ve betimleyici anlatım vardır.
4. I. Tanzimat Dönemi’nde düşünsel yapıda yenileşen edebi-
2. Sevmeyi bilmeyen bir toplum, sevgi mezarlıkları kazar; acılı
yatta türler yönünden de bir gelişme olmuştur.
şarkılarla gününü geçirir. Sevginin şekil değiştirebileceğini,
II. Bunun yanı sıra divan edebiyatında bulunmayan makale,
sonu olduğunu anlayamaz. Sevdiğini kimseye yâr etmemek
tiyatro, roman, hikâye gibi türleri Batı’dan getirmişlerdir.
için kendini acınacak durumlara düşürür. Oysa sevgiyi yoğun
yaşadığı anların güzelliğinin tadını çıkarmak, onu güzel anılar III. Tanzimatçılar, divan edebiyatında bulunan şiir, tarih, mek-
arasına koymak yerine sevgiyi mülkiyet unsuru olarak görür. tup gibi türleri Batı anlayışına göre yenileştirmiştir.
Ölüme kadar sürecek sevgiler yeşertmeyi bilmez. Sevgi bir IV. Öte yandan düzyazıda söz hünerinden vazgeçilmiş, dü-
mahkûmiyetmiş gibi görünür. şünceleri halka yayma amacı güdülmüştür.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- V. Bu amaçla seciler bırakılmış, anlatım gereksiz kelimeler-
gisidir? den arındırılmıştır.
A) Sevginin varlığını sahiplenince değil güzel anları yaşayın- Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir paragraf oluştur-
ca hissederiz. mak istenirse sıralama aşağıdakilerden hangisi olur?
B) Sonsuza dek sürecek sevgiler oluşturmak mümkün değildir. A) I - III - II - IV - V
C) Sevebiliriz ama bunu karşıya hissettirmede zorlanabiliriz. B) I - III - V - II - IV
D) Herkes sevgisini göstermede sevmek kadar cesur olama- C) II - I - IV - III - V
yabilir.
D) III - I - II - V - IV
E) Anı yaşamayı becerebildiğimiz ölçüde sevgimiz de arta- E) V - IV - II - III - I
caktır.
43