Page 93 - 3 Adım TYT Türkçe
P. 93
TÜRKÇE TYT 2.
ADIM
Ana Düşünce - 3
1. Yazdıklarını okurken hep şu soruyu sormuşumdur: Bunca ki- 3. “Bizim kahramanımız XVIII. yüzyılın hayal âleminde gezinen
şinin şiir yazmaya özenmesini neyle açıklayabiliriz? Herhâlde soyut insan tipi değildir. Yani çeşitli organlardan meydana
“Şiirin de şairin de baş tacı edildiği bir ortamın çekiciliğinden gelmiş bir varlıktır ve her dakika, içinde bulunduğu çevrenin
kaynaklanıyor.” diyemeyiz. Katılımcıların şiir sevgisine, şiir tesiri altındadır. Bütün duyguları ruhuna tesir eder. Ruhu her
tutkusuna da bağlayamayız. Bu kişilerin çoğu, şiir okuru ol- hareketinde görme, duyma, işitme, tatma ve dokunma yani
saydı şiirselliğin tadını taşıyan şiir kitaplarının satış sayısı hiç beş duyuyla hızlanır veya yavaşlar. Boşlukta tek başına ha-
beş yüzün sınırında kalır mıydı? Konuşma dilinin tümcelerini reket eden soyut bir ruh anlayışı yanlıştır. Bu psikolojik bir
kırıp yan yana, alt alta sıralayarak oluşturdukları söz yığınla- makineleşmedir, asla gerçek hayat değildir.”
rını şiir sanıp yarışmalara katılırlar mıydı?
Bu parçada ele alınan görüş, aşağıdakilerden hangisine
Bu parçada şiir yazanların eleştirilme nedeni aşağıdaki- uygundur?
lerden hangisidir?
A) Gerçeklerden kaçma, hayale sığınma, üzüntü ve alaca
A) Şiire yabancı olmaları karanlık, bunlara bağlı olarak ortaya çıkan karamsarlık;
sembolizmin en belirgin özelliklerindendir.
B) Şairlere uzak durmaları
B) İnsanların her zaman, her yerde, her toplumda aynı duy-
C) Söz dağarcıklarının yetersizliği
gu ve düşüncede oldukları kabul edilir. Onun için klasik
D) Şiirin çekiciliğine kapılmaları
sanatçılar eserlerinde değişmez tipler yaratırlar.
E) Yüzeysel ve sıradan yazmaları
C) İnsan psikolojisiyle fizyolojisini birbirine bağlı kabul eden
natüralistler, sosyal çevrenin insan üzerindeki etkilerini
derinlemesine araştırmışlardır.
D) Romantik sanatçılar, eserlerinde kişiliklerini gizlemezler
ve kahramanlarını ak-kara zıtlığıyla ele alırlar.
E) Realist sanatçı, insanın çağdaş gerçeğini bir ayna gibi
yansıtmakla yetinmez, onun nasıl olması gerektiğini de
birtakım sosyal tipler vasıtasıyla vurgulamaya çalışır.
2. Gürültü, insanın kendini kaybettiği yerde başlar; bulduğu
yerde biter. Bu yerde, dakikalar saat yelkovanının ötelerin-
4. Sanat, insan yaşamının parçasıdır. İnsanla başlamıştır.
de akar, görünen şeyler görünmez olur ama için için duyulur.
Yaşamını sürdürmek için doğaya üstünlük sağlamak, doğayı
İşte şiirin iklimi budur. Biliyorum, kendi dışlarında yaşayan
değiştirmek gereksinimi duyan insan, taşa biçim veriyor; taşı
bazı kişiler, “Yine mi fildişinden kule!” diyecekler. Bunlar, ken-
gereç yapıyordu. Gereç; doğadan seçilmiş, değiştirilmiş bir
di içlerinde yaşayan şairleri; insanlardan, onların alın yazısın-
nesneydi. Seçilen ve değiştirilen bu nesne ise insan doğasını
dan kopmuş sanacak kadar uykudadırlar. Tabiat sevgisinin,
değiştiriyor, zekâsını genişletiyordu. Zihinsel gücün gelişmesi
insan sevgisinin, Allah sevgisi gibi derinleşen bir sessizlik ve
daha yetkin gereçler oluşturmayı sağlarken insan doğanın uç-
yalnızlık içinde gelişip serpildiğini görmezler.
suz bucaksızlığını, zor yenilir oluşunu da birlikte kavrıyordu.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- Bu parçada savunulanları aşağıdakilerden hangisi des-
gisidir?
tekler niteliktedir?
A) Şairlerin kendi içlerine yönelip dış dünyadan kopmaları
A) İnsanlık evrimini ve gelişimini sanata borçludur.
yanlıştır.
B) İnsanlık tarihi boyunca doğa, insana üstünlük sağlamıştır.
B) Kendi içine yönelen şairler, dış dünyayı daha iyi duyum-
C) İnsan hem doğayı hem de kendini değiştirme çabası için-
sarlar.
de olmuştur.
C) Gürültülü ortamlar, şiirin oluşması için en uygun iklimdir.
D) İnsan, doğayı tanıdıkça ona hâkim olamayacağını fark
D) Fildişi kulede yaşayan şairler, halkın sorunlarından ha- etmiştir.
bersizdir.
E) Sanat, insan yaşamının her zaman vazgeçilmez bir par-
E) Kendi içine dönüp bazı duyguları derinden hissetmek,
çası olmuştur.
şair olmanın ilk koşuludur.
91