Page 137 - Felsefe - 10 | Beceri Temelli
P. 137
60
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
FELSEFE 10
“TOPLULUKLARIN DÜZEN ARAYIŞI”
ETKİNLİĞİ
ÖĞRENCİ ÇALIŞMA KÂĞIDI
1. Aşağıda verilen hikâyeyi okuyunuz. Öğretmeninizin yönlendirmeleri doğrultusunda soruları cevaplayınız.
a sorusu
b sorusu
c sorusu
Susuzluk Esareti
Doğa, zengin olanaklarıyla birlikte geniş ve verimli toprakları yörenin insanlarına sunmaktaydı. İnsan-
lar, tarımın ana geçim kaynağı olarak belirlendiği kırsalda yaşamını sürdürmekteydi. Ürünlerini kendi
topraklarında yetiştirir, ihtiyaçlarını buradan karşılar ve geçimlerini ürünlerin alım satımından sağlar-
lardı. Topraklar bereketli ürünler verir ve bu sulak arazilerde su sıkıntısı görülmezdi. Toprağı sulama
işleri, kamu kurumuna bağlı sulama birliklerinin yanı sıra çiftçilerin kişisel imkân ve çabalarıyla ger-
çekleşmekteydi. Halk bolluk, refah ve huzur içinde yaşarken daha önce hiç yaşamadıkları beklenmedik
olaylarla karşı karşıya kaldılar. Kış ve bahar aylarında yağmur yağışı az oldu ve sular barajı doldurmadı.
Yaz geldiğinde sıcaklığın yükselmesiyle sular iyice çekildi ve sulama kanallarında su seviyesi alt nok-
taya indi. Güz geldiğinde ise kuraklık en üst seviyeye ulaşmış, suyu bulamayan topraklar iyiden iyiye
çoraklaşmıştı.
Çiftçiler kuraklıkla baş edebilmek ve suya erişebilmek için yoğun şekilde gayret göstermiştir. Çiftçilerin
çoğunun yorucu ve eziyet verici çalışmaları olumlu sonuçlandı. Birçok çiftçi ise uğraşmasına rağmen
başarılı olamadı ya da imkânları buna el vermedi. Sıcaklık, bu çiftçilerin ürünlerine zarar vermişti.
Toprakla uğraşmaktan başka işleri olmadığı için geçimlerini temin edememiş ve aileleriyle birlik-
te erzak sıkıntısı yaşamışlardı. Suyu olan çiftçilerden borç usulüyle su ve mahsül satın almışlar ama
ödeyememişlerdi. Borçları karşılığında onların tarlalarında çalışmayı kabul etmek durumda kaldılar.
Çiftçilerin bu durumu, bir zamanlar kendi toprağının efendilerinin artık başka topraklarda köleleşmiş
olduğu gerçeğini gözler önüne serdi. Gelinen noktaya katlanamayan çiftçiler nihayetinde yaşadıkları
düzeni sorgulamaya başlamışlardı. Kendi meclislerinde toplanarak konuyu istişare ettiler. Yörenin yerel
gazetecilerine durumlarını anlatarak yetkililere seslerini duyurmaya karar verdiler.
135