Page 131 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 131
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10 60
2. ÜNİTE > Hikâye Kazanım A.2.7: Metindeki zaman ve mekânın özelliklerini belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi İnsanda Zaman ve Mekân Algısı 25 dk.
Amacı Zaman ve mekânın hem sanat eserlerinde hem de gerçek yaşamda insan için önemini anlayabilmek. Bireysel
Yönerge Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
İlkbahar
Köydeydik… Temiz ve ölçülü bir coşkunun neşesiyle haykıran küçük çağlayanın o kadar yakının-
daydım ki suyun düşüşüyle uçuşan görünmez zerreler hayali bir yağmur gibi yüzümü ıslatıyor ve
köpeğim yüzükoyun uzanmış yarım kapalı gözleriyle bu ilk gördüğü manzarayı seyrederek kımıl-
danmaya cesaret edemiyordu.
(…)
Hiçbir ses, ne bir kuş, ne bir böcek bu tatlı tatlı şakıyan sessizliği bozmuyordu. Rüzgâr, hareket, hatta
hayat; sanki bunlar sonsuza dek sönmüştü. Ben ve köpeğim mutluyduk. Bu yeşil baharın seraplı
rüyası içinde, her şeyi unutmuş; elemden, emelden, arzulardan uzak; mutluyduk. Ben de onu taklit
etmiş, yüzükoyun yatmıştım. Yazın büyüleyici kokusunu, altımdaki taze ve temiz toprağın çıkardığı
sarhoş edici bahar kokusunu kokluyordum.
Bilmiyorum bu keyifli umursamazlık içinde ne kadar kaldık! Fakat çağlayanın uçarı sesi değişmeye,
yeşil gölgeler yavaş yavaş dağılarak kararmaya, beyaz köpükler esmerleşmeye, akşam rüzgârları
görülmez dalgalarıyla serin bir veda nefesi gibi esmeye başladı. Akşam oluyor ve uyanmak lazım
geliyordu. Ayağa kalktım, “Haydi Koton” dedim, “artık gidelim.”
Uysal köpeğim kalkmak istemiyor, “Niçin böyle münasebetsizlik ediyorsun?” der gibi, manidar ve
parlak gözleriyle, kederli ve yalvaran bakışlarla bana bakıyordu. Zavallıya keyfi ve mutluluğu mahvo-
lacağından acıyordum. Tekrar yanına oturdum, güzel başını, düşük kulaklarını ellerimle okşayarak:
“Evet, gideceğiz Kotoncuğum” diye teselli ediyordum, “gideceğiz, burada yaşadığımız mutluluk ânını
da bütün geçen ve geçecek mutluluklar gibi geçmişin hatıralarına terk edeceğiz. Birkaç saat sonra
gece belirsiz ve gizemli karanlıklarıyla çökecek; şimdi çakılların, otların arasında saklanan alaycı
kurbağalar metalik ve ürpertici naralarıyla karanlıkta birer görülmez hayalete dönüşen ağaçları raks
ettirecek, bu güzel ve cennet gibi yer korkunç ve karanlık bir kâbus olacaktır. Ah bilsen ki bütün mut-
luluklar, bütün baharlar, bütün zevkler ne kadar aldatıcı ve geçici rüyalardır!”
O, söylediklerimi anlamıyor, yalnız gülen yumuk gözlerinin müteşekkir parlaklıklarıyla sevincini
belli ediyor ve yanında oturduğumdan, nazikçe okşayışımdan burada sonsuza dek kalmaya razı
oldum zannederek şiddetle kuyruğunu sallıyordu.
Ömer Seyfettin, Toplu Hikâyeleri-I
1. Size göre köyde yaşamanın avantajları var mıdır? Düşüncelerinizi gerekçeleriyle yazınız.
129