Page 157 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 157
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10 73
2.ÜNİTE > Hikâye Kazanım A.2.11: Metinde millî, manevi ve evrensel değerler ile sosyal, siyasi, tarihî ve mitolojik ögeleri belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Babamın İzinde 25 dk.
Amacı Metindeki millî, manevi ve evrensel değerler ile sosyal, siyasi, tarihî ve mitolojik ögeleri belirleyebilmek. Bireysel
Yönerge Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Kazılık Koca Oğlu Yigenekin Destanını Anlatır
Kam Gan oğlu Bayındır Han yerinden kalkmıştı. Kara yerin üzerine ak otağım dikmişti. Ala sayvan
gök yüzüne yükselmişti. Bin yerde ipek seccade döşenmişti. İç Oğuz, Dış Oğuz Beyleri sohbete top-
lanmıştı. Yeme içme vardı.
Kazılık Koca derlerdi bir kişi var idi… Kazılık Koca iş görmüş, işe yarar adamdı. İşe yarar yaşlıları
yanına topladı. Silâhlarını alıp yola çıktı. Çok dağlar, dere tepe geçti. Günlerden bir gün Düzmürd
Kalesine geldi. Karadeniz kenarında idi. Ona erişip kondular.
O kalenin bir Tekfuru var idi. Adına Arşın oğlu Direk Tekfur derlerdi. O kâfirin altmış arşın boyu
var idi. Altmış batman gürz vururdu, çok hızlı yay çekerdi. Kazılık Koca kaleye yetişir yetişmez cenge
başladı, sonra o Tekfur kaleden dışarı çıktı, meydana geldi, er diledi. Kazılık Koca onu görür görmez
yel gibi yetişti, zamk gibi yapıştı. Kâfirin ensesine bir kılıç vurdu, çizgi kadar kestiremedi. Sıra kâfire
geldi. O altmış batman gürzü Kazılık Kocanın alnının ortasına indirdi. Yalan dünya başına dar oldu,
düdük gibi kan fışkırdı. Kazılık Kocayı yakalayıp tutup kaleye koydular. Yiğitleri durmayıp kaçtılar.
Kazılık Koca tam on altı yıl kalede tutsak oldu.
Meğer hanım, Kazılık Koca esir olduğu vakit bir oğulcuğu var idi. Bir yaşında idi. Onbeş yaşına
girdi, yiğit oldu. Babasını öldü biliyordu. Yasak eylemişlerdi, esir olduğunu delikanlıdan saklıyor-
lardı. Adına Yiğenek derlerdi.
Günlerden bir gün Yigenek oturup Beylerle sohbet ederken, Kara Göne oğlu Budak ile anlaşamadı.
Birbirine söz atıştılar. Budak der: “Burada çene çalıp duracağına varıp babanı kurtar, neden on altı
yıldır tutsaktır?” dedi. Yigenek bu haberi işitince yüreği oynadı, kara bağrı sarsıldı. Kalktı Bayındır
Hanın huzuruna çıktı. “Bana asker ver, beni babamın tutsak olduğu kaleye gönder.” dedi.
Bayındır Han yirmi dört bahadır sancak beyini Yigeneke yoldaş etti. Beyler toplanıp hazırlıklarını
yaptılar.
Meger o gece Yigenek düş gördü. Düşünü yoldaşlarına ahlattı, görelim Hânım ne söyledi:
“Beyler uykuluca kara başım gözüm uykuda iken gördü. Ala gözümü açıp dünya gördüm. Ak boz
atlar koşturan yiğitler gördüm. Ak tulgalı yiğitleri yanıma aldım. Ak sakallı Dede Korkuttan öğüt
aldım. Alaca yatan kara dağlar aştım, ileri yatan Karadenize girdim. Gemi yapıp gömleğimi çıkardım,
yelken kurdum, ileri yatan denizi deldim, geçtim”
(…)
Dede Korkut Hikâyeleri
(Haz. Mustafa S. KAÇALİN)
1. Okuduğunuz metinden hareketle toy düzenleme geleneğinin Türk kültürü açısından önemi ile
ilgili düşüncelerinizi yazınız.
155