Page 183 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 183
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10 86
2. ÜNİTE > Hikâye Kazanım A.2.16: Metinlerden hareketle dil bilgisi çalışmaları yapar.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Fiilimsiler, Yazım Yanlışları ve Noktalama İşaretleri 25 dk.
Amacı Metinlerden hareketle fiilimsiler, noktalama ve yazım kuralları ile ilgili çalışmalar yapabilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Efenin Hikâyesi
(…)
Yirmi bir yaşında olduğu söylenilen Efede bütün bu taravetli ve kavi gençliğe rağmen karşısındakine
ne genç, ne ihtiyar, hiçbir zaman ve yaş hissi verdirmiyen bir olgunluk vardı.
Zabit sokakta lâkırdıyı açabilmek için:
– Epeyce uzak gideceğiz, Efem, dedi.
Efenin gözleri sabit ve sâkin, kudretini bozmadan, dudakları tebessüme benzer bir şeyle açıldı:
– Nerede olduğunu biliyorum, dedi.
Genç zabit ne kadar çalıştı ise ne Efeyi fazla söyletebildi, ne de öğretmek için kendi hazırladığı mev-
zudan bahsedebildi.
Eve geldikleri zaman zabitin heyecanı ellerini titretecek dereceyi buldu; fakat sofada oda kapısını açıp
da Efeyi heyetin yanına soktuktan sonra Efenin garip sükûtu sirayet etmiş gibi sadece kapının yanın-
daki sandalyeye oturdu, bekledi.
Heyetin oturduğu büyük odanın her tarafına Uşak halıları örtmüşlerdi. Orta yerde uzun, büyük yeşil
örtülü masanın önünde arkaları pencereye çevrilmiş dört devletin dört büyük askeri büyük üniforma-
larile oturuyorlardı. Genç kâtipler, zabitleri arasında biraz hoş bir havada mağrur duran dört baş, kuv-
vetli çizgilerile dimdik duran başları, dretnotları, denizaltıları, tayyareleri, bin kudret ve şevketlerile
galip ve kudret sahibi milletlerin gözlerile Efeye bakıyorlardı. Fakat genç Efe, üniformadan, ordudan,
çelik ve ateşten daha kavi, hepsinin karşısında yeşil başı göklere kalkan genç bir çınar kadar bunlara
karşı lâkayıttı.
Efe ilerilerken sağda oturan yüzü traşlı, esmer yanaklı, kalpaklı bir Osmanlı zabiti vakur bir irade
ile Efenin tahlil edemediği bir hissi saklıyarak kalktı, Efeye yaklaştı. Yavaşça silâhlarını azaltmasını
söyledi. Efe bir çocuk sükûnu ile mavzerini kapıya dayadıktan sonra tabancalarını masanın üzerine
bıraktı.
(…)
Halide Edip Adıvar, Dağa Çıkan Kurt
1. Metinde yoğun biçimde fiilimsi (olduğu, söylenilen, açabilmek, açıp…) kullanılmıştır. Fiilimsilerin
özelliklerini düşünerek bunların kullanımının metnin dil ve anlatımına nasıl bir katkı sağladığını
ifade ediniz.
181