Page 409 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 409
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10 199
5.ÜNİTE > Roman Kazanım A.2.11: Metinde millî, manevi ve evrensel değerler ile sosyal, siyasi, tarihî ve mitolojik ögeleri belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Sizce Nasıl Şık Olunur? 25 dk.
Amacı Metindeki millî, manevi ve evrensel değerler ile sosyal, siyasi, tarihî ve mitolojik ögeleri belirleyebilmek. Bireysel
Yönerge Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Şık
Şık denilince elinde gantı, cebinde kartı olan, fakat üstünde parası bulunmayan şımarık, hemen basto-
nuyle, kostümüyle, gözlüğüyle gözlerde canlanır.
Herkesin karşısına bu biçimde çıkan bir genç, zamanımızda ahlâkı bozulmuş, hoppalığı pek artırmış
olmakla suçlanarak çevresinde küçük görülür. Oysa bu suçlamalar bazen de haksız oluyor. Çünkü
eline gant giyenlerin, cebinde kart taşıyanların hepsini de şıktır diye hepsini küçümsemeye kalkışmak
gerekmez. Asıl eleştirilecek olan şıklar, esasen hiçbir artam ve erdeme sahip olmayıp davranışları birer
adî taklitçilikten öteye geçemeyenler, her gören veya duyanları güldürecek, acındıracak birtakım gü-
lünç haller gösterenlerdir. Bu konuda güzel bir örnek olarak okuyuculara işte bizim Şatıroğlu Şöhret
Bey’i göstereceğiz.
Şatıroğluluğu, eski bir soydan gelen ya da başka nedenlere dayanan bir ad saymayınız. Şöhret sırf böyle
bir şanla anılmayı arzu ettiği için adının yanına bir de Şatıroğluluk katmıştır.
Şöhret pek şıktır. Ama nasıl şık? Bu kelime kötü anlam bakımından ne kadar genişletilebilirse işte
öylesine şıktır. Bilirsiniz ya? Şıklık yalnız kıyafetle olmaz. Yaradılış ve ahlâk bakımından da şık olmak
gerekir.
(…)
İşte bizim Şatıroğlu böyle korsalı, pudralı şıklardandır. Modaya pek meraklıdır. Fakat varlık bakımın-
dan öyle ünlü terzilerin dükkânlarına yanaşacak durumda olmadığı için sokak içlerinde, tenha yer-
lerde çalışan sünepe terzilerin başlarına belâ olur. Çünkü bir pantolona biçilip dikilme hakkı olarak
hem üç çeyrek mecidiyeden fazla vermez, hem de pantolonu bacağına giydikten sonra ünlü Mir’in
makasındaki ustalığı bunda göremediği için zavallı terziye bir söylemediğini bırakmaz.
(…)
Örneğin bu yıl dar elbise giymek moda değil mi? Bizim Şatıroğlu kostümü o kadar darlaştırır ki, öteki
şıkların gerçekten onun kostümünün yanında bol kalır. Yakalıkların enlileştiğini görünce, ertesi gün
kulaklarının uçlarına değecek kadar enli bir yakalık diktirip takar. İşte her süsü böyle benzetme veya
benzetmeyi de aşırarak moda olan her şey ne ise onun pek aşırısını yaparak âleme gülünç olur.
Elde meraklı çok. Sokakta ona rastlayanlar aklından zoru olup olmadığını anlamak için dikkatle yü-
züne baktıkça zavallı Şatıroğlu: “İşte kıyafet ve süsümün olgunluğu halk üzerinde etkisini gösterdi.
Herkes kostümüme, güzelliğime hayran oluyor.” diye sevinir.
(…)
Hüseyin Rahmi Gürpınar
Kelime Dağarcığı:
gant: Eldiven. korse (korsa): İnce görünmek için kullanılan esnek iç giysisi.
407