Page 585 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 585
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10 285
7.ÜNİTE> Anı (Hatıra) Kazanım A.4.13: Yazar ve metin arasındaki ilişkiyi değerlendirir.
Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi Alan Becerileri: Okuma Becerisi
Etkinlik İsmi MELİH CEVDET ANDAY 20 dk.
Amacı Yazar ve metin arasındaki ilişkiyi değerlendirebilmek. Bireysel
Yönerge Metni okuyunuz ve soruları metne göre cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Patatesli Tavuk
Milli Eğitim Bakanlığı Neşriyat Müdürlüğünde çalışmakta iken (Dünya Savaşı sürüyordu) ikinci kez
askere çağrıldım. (…)
Balıkesir'in Ömerköy adlı köyünde bulunan bir alaya atanmışım… (…)
Yeni görevime gittim. Alayımızın birinci taburu Ömerköy‘de, ikinci taburu Yeniköy'de, üçüncü tabu-
ru Demirkapı köyünde. Alay komutanı, kendisinin de bulunduğu merkezde alıkoydu beni.
Ne yoksul bir köydü! "Gelinlik Kızın Ölümü" adlı uzunca şiirimin konusu oraya ilişkindir. Köylüleri
bir bir tanıdım kısa süre içinde. Kahvede her gün ahbaplık ederdim onlarla. Bir gün öğleye doğru,
köylünün biri ayağa kalkıp yemek için evine gitmek üzere veda edince, göze alıp sordum:
— Öğle yemeği ne var evde, dedim.
Köylü:
— Ne olacak, dedi, yağsız bulgur, her günkü gibi.
Ne güzel günler geçirdim orada. Bölgenin doğasını severim. Az ağaçlı, engebeli arazinin çevrene
uzanıp gitmesi düşündürücü ve erinç vericidir. Uzun yürüyüşler yapardık alayla, sonra bir ağacın
altında, yorgun, karavanamızı yerdik. Akşam köye dönüşlerin tadı daha başka olurdu. Ben, bekâr
subayların sığınağı mahfele iner, orada yemeğimi yer, yatma zamanı gelince evime giderdim. Bir
yokuştan çıkardım karanlıkta, kocabaş hayvanların derin soluklarını, kadınların o saatlerde hiç de
kolay anlaşılmayan konuşmalarını duyardım. Bir köy evinin bölmesinde oturuyordum.
(…)
Bir bayram sabahı, bütün subaylar evlerine gidince, ben mahfelde yalnız kalmıştım. Öğleye doğru
bir hizmet eri, bana bir tepsinin içinde yemek getirdi. Tepsinin üstündeki beyaz örtüyü kaldırınca
önce çorbanın dumanı yüzüme çarptı, sonra patatesli tavuğun nefis kokusu... Bir subay arkadaşım
bu yemeği sevdiğimi çaktırmadan ağzımdan almıştı. Eşine yaptırmış. Unutamadığım bir olaydır.
Ama talihsizliğime bakın ki, o arkadaşın adını unuttum. Hatta yıllar sonra bir gün İstanbul’da, Vi-
layetin önünde karşıma çıkmasından, kendisini tanıtmasından, patatesli tavuğu anımsatmasından
sonra da unuttum. Bu yazımı görürse, adresini bana bildirir belki.
Tümen Komutanlığına yeni atanan genç bir general, bir hafta izin verdi bana, Ankara'ya gidip evlen-
mem için. Bir hafta sonra döndüm. Balıkesir'den Bursa'ya her gidişte o üç köyü gözlerimle ararım
yoldan.
Melih Cevdet Anday, Akan Zaman Duran Zaman-1
Kelime Dağarcığı:
mahfel: Mahfil, toplantı yeri. erinç: Dirlik, huzur.
583