Page 347 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 347
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11 171
6.ÜNİTE > Roman Kazanım A.2.11: Metinde millî, manevi ve evrensel değerler ile sosyal, siyasi, tarihî ve mitolojik ögeleri belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Değerlerimiz 20 dk.
Amacı Metindeki millî ve manevi değerlerle ilgili çıkarımlarda bulunabilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Kuyucaklı Yusuf
(…)
Yusuf’un mahalledeki diğer bir arkadaşı da Alanyalı Rüştü Efendi’nin oğlu Kâzım idi. Bunların ev-
lerinin bahçeleri çok büyük olduğu için, çocuklar ekseriya burada oynarlardı. Burasının tercihinde,
bahçede pek bol bulunan meyve ağaçlarının da tesiri vardı. Hele kocaman bir ekşi karadut ağacı bir
mıknatıs gibi mahallenin çocuklarını çekerdi. Sırf bu dutun hatırı için Kâzım ile ahbap olanlar vardı.
Akşam serinliğinde ihtiyar ağacın dalları, irili ufaklı çocuklarla dolar, geniş ve yeşil yaprakların ara-
sından kâh aşağı doğru sallanan bir bacak, kâh başka bir dala uzanmaya çalışan bir kol görünürdü.
Ağaçtan inenlerin elleri, yüzleri ve gömlekleri koyu vişneçürüğü lekelerle donanır, hepsi ellerinde bir
avuç dut yaprağı, bunlarla uğuşturarak lekelerini çıkarmak için tulumbanın başına koşarlardı.
Hem mektebe giden hem de babasının manifaturacı dükkânında yardım eden Kâzım, içlerinde yaşça
en büyükleri ve en hesaplıları idi. Hiçbir şeyi anafora kaptırmaz ve evinde yenilen dutun acısını, cu-
maları yapılan gezintilere hiçbir şey götürmeyip diğerlerinden geçinerek çıkarırdı.
Bu cuma gezintileri de mahalledeki çocukların pek mühim eğlencelerinden biri idi. Daha perşem-
beden helva filan yaptırılır, cuma günü de fırına kâğıt kebabı veya güveç verilir yahut çiğ et alınarak
kırda pişirilirdi. Aşçılıkta en mahirleri Şube Reisinin oğlu Vasfi idi. Bu çocuğu, biraz yılışık ve korkak
olduğu için pek aralarına almak istemezlerdi. Bilhassa mektep arkadaşları müzevirliğinden şikâyetçi
idiler. Fakat maskaralık ederek herkesi güldürdüğü için tahammül edilirdi. Bu da Kâzım gibi, fakat
hiçbir şey mukabili olmayarak diğerlerinin sırtından geçinirdi.
(…)
Bu cuma gezintilerine, çok kere her evde bulunan kuzular da beraber götürülür, onlar bol otlu bir
yerde yayılırlarken çocukların bir kısmı yemek hazırlamak, ateş yakmak, bir kısmı da arkta yıkan-
makla meşgul olurlardı. Bu kafileyi akşamüzeri yorgun argın, kuzuların ipine sarılan bir demet ot
omuzlarda, uzun ve taze kesilmiş değnekler elde kasabaya giderken görmek ömür olurdu.
(…)
Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf
Kelime Dağarcığı
anafora kaptırmak: Başkasının emeksiz ve karşılıksız olarak yararlanmasına sebep olmak. ark: İçinden su akıtmak için
toprak kazılarak yapılan açık oluk, arık, dren, karık. ekseriya: Genellikle. mukabil: Bir şeye karşılık olarak yapılan, bir şeyin
karşılığı olan. müzevirlik: Arabozanlık.
1. Bireylerin millî ve manevi değerleri kazanmasında yaşadıkları çevrenin etkisi hakkında düşüncele-
rinizi yazınız.
345