Page 39 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 39
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11 17
1. ÜNİTE > Giriş Kazanım A.4.9: Metinde ortaya konulan bilgi ve yorumları ayırt eder.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Mükemmeli Aramak 30 dk.
Amacı Metindeki bilgi ve yorumları tutarlılık, kanıt yönüyle değerlendirebilmek ve metni yorumlayabilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Türk Edebiyatı
(…)
Tanzimat’tan sonraki Türk edebiyatı, Tanzimat’tan bugüne kadar Türk aydınlarının yaşadığı “kültür ve
medeniyet değişmesi macerası”nı aksettirir. Türkler, bin yıl önce büyük dinlerin rehberliğinde yerle-
şik medeniyete geçerken nasıl buhranlı devirler yaşamışlarsa ilim ve tekniğe dayalı çağdaş medeniyeti
benimserken de birçok sıkıntı ve acemilik çekmişlerdir. Bir milletin toptan bir medeniyet sisteminden
başka bir medeniyet sistemine geçişi kolay hadise değildir. Bu geçiş devrinde insanlar eski ile yeni, yerli
ile yabancı arasında bocalar. Nesiller, sosyal tabakalar ve gruplar birbiriyle çatışır. Bu devirde asırlarca
işlenerek mükemmel hâle gelen eserler, yeni devre uymadığı için terk edilir. Yeni ve yabancı, acemi bir
şekilde taklit olunur. Eski ile yeniyi birleştirmeye çalışanlar her ikisini de yozlaştırırlar.
Fakat eski güzel olsa da devrini tamamlamış, çağa uymak bir zaruret hâline gelmişse böyle denemeler
yapmaktan başka bir yol var mıdır? Mükemmeliyete nesillerin sabırlı denemeleriyle ulaşılır. Son yüz-
yıllık Türk edebiyatı, saygıya değer denemelerle doludur. Bir Namık Kemal, bir Abdülhak Hâmid, bir
Ahmet Midhat Efendi, bir Tevfik Fikret, bir Halid Ziya, hakir görülecek insanlar değillerdir. Son yüzyıl
pek çok Türk şair ve yazarı iyi niyetle yeni, güzel, Türk milletine faydalı eserler vermeye çalışmıştır.
Onların bu denemeleri sayesinde 1900 yılından sonra zevkle okunacak eserler vücuda gelmiştir. İkinci
Meşrutiyet devri Türk şair, hikâyeci ve romancıları her neslin okuyabileceği eserler vermişlerdir.
Tanzimat’tan sonraki Türk edebiyatı da “millî kültür değerleri” arasında yer alır. Onu bilmeyenler çağ-
daş Türk ruhunun hummalı yaratma faaliyetine yabancı kalırlar.
Türk edebiyatı en eski çağlardan bugüne kadar, bütün sahaları, devirleri ve sosyal tabakaları ile Türk
milletinin hayatını, zevkini, dünya görüşünü, yaratma gücünü gösteren bir duygu, düşünce ve hayal
dünyasıdır. Onu ne kadar tanımaya çalışırsak, kendimizi o kadar iyi anlarız.
Mehmet Kaplan, Kültür ve Dil
Kelime Dağarcığı:
aksettirmek: Haberi, durumu ulaştırmak, yaymak, duyurmak. buhranlı: Bunalımlı. hakir görmek: Değer vermemek, kü-
çümsemek. hummalı: (mecaz) Sıkı, yoğun, hararetli. mükemmeliyet: Mükemmellik. vücuda gelmek: Ortaya çıkmak, oluş-
mak, meydana gelmek, olmak. zaruret: Zorunluluk.
1. Fakat eski güzel olsa da devrini tamamlamış, çağa uymak bir zaruret hâline gelmişse böyle denemeler
yapmaktan başka bir yol var mıdır? Mükemmeliyete nesillerin sabırlı denemeleriyle ulaşılır. Son yüz-
yıllık Türk edebiyatı, saygıya değer denemelerle doludur. Bir Namık Kemal, bir Abdülhak Hâmid, bir
Ahmet Midhat Efendi, bir Tevfik Fikret, bir Halid Ziya, hakir görülecek insanlar değillerdir.
Okuduğunuz metinden alınan bu bölümde yazarın, bazı isimleri anmasının amacı nedir? Açıklayınız.
37