Page 485 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 485
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11 239
9. ÜNİTE > Mülakat/Röportaj Kazanım A.4.2: Metnin türünün ortaya çıkışı ve tarihsel dönemle ilişkisini belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Mülakatta Güncel Sorunların Yeri 30 dk.
Mülakat türünün ortaya çıkmasında sözlü ve yazılı kültürün, toplumsal değişimlerin ve etkileşimlerin, yayın
Amacı Bireysel
organlarının ve teknolojinin etkisini belirleyebilmek.
Gerekli Materyaller: TDK Türkçe Sözlük
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Sabahattin Ali ile Bir Konuşma
Yaşar Nabi Nayır: Bugünkü edebiyatımız hakkında toplu fikriniz nedir?
Sabahattin Ali: Edebiyat, içinde yaşanan toplum şartlarının şuurlu veya şuursuz bir ifadesi olduğuna
göre, bugünkü edebiyatımız bugünkü toplumumuzun bir örneğidir. Ve burada da, hayatta olduğu gibi,
birtakım değişme ile karşı karşıyayız. Birbirlerine hiç kastetmez gibi görünen olaylarda bile birbirleri-
ne karşı bir cephe alış sezmemek imkânsızdır.
Yaşar Nabi Nayır: Edebiyatımızın hangi doğrultuda ve nasıl gelişmesine taraftarsınız, bunun için ne
gibi şartları lüzumlu görüyorsunuz?
Sabahattin Ali: Edebiyat, hatta sanat, bence sanatkârın düşündüğü ve duyduğu bir fikrin ve bir hissin
ortaya atılması demektir; yani bir nevi propagandadır. Ben hiçbir zaman sanatın maksatsız olduğuna
inanmadım. Sanatın bir tek maksadı vardır: İnsanları daha iyiye, daha doğruya, daha güzele yükselt-
mek ve insanlarda bu yükselme arzusunu uyandırmaktır. Sanatın ve burada konumuz edebiyat oldu-
ğuna göre edebiyatın, bu manada gelişmesini isterim.
Yaşar Nabi Nayır: Edebiyatımızla okurlar kitlesi arasında bugün açılmış olan boşluğu nasıl izah edi-
yorsunuz?
Sabahattin Ali: Bugünkü edebiyatla okurlar kitlesi arasında boşluk değil, uçurum vardır. Kabahat
doğrudan doğruya, hiç noksansız, edebiyatta, yazardadır. Ben bizim halkımızın okumaktan kaçmadı-
ğını yakından bilirim. Yalnız ona okuyacağı şey hâlâ verilmemiştir ve o hâlâ, büyük bir inat ve sabırla,
okumaktan vazgeçmiyor. Asırlardan beri okuyageldiği şeyleri tekrar ediyor. Bir bayramda şehre inmiş
olan birkaç köylünün kırkar kuruş vererek Kerem ile Aslı, Hayber Kalesi gibi kitaplar aldıklarını ve
bunları köye hediye götürdüklerini gördüm. Kitap hediyesinin asilzadeler arasında bile moda olma-
dığı zamanda halkımızın kitaba para vermediğinden bahsetmek ayıptır. Bu, okumak isteyen ve kitaba
para veren kitleyi ne kadar başıboş bıraktığımızı gösterir.
Yaşar Nabi Nayır: Bizim gibi geniş halk kitlelerini en kısa zamanda terbiye etmekle mükellef bir
memlekette edebiyatçılara da bu yolda bir vazife düştüğünü, halkçı ve faydacı bir edebiyata lüzum
olduğunu ileri sürenler var. Bu hususta siz ne düşünüyorsunuz?
Sabahattin Ali: Bence hayattaki her şey gibi, edebiyat da bir hizmet ve bir mücadeledir. Ve yukarıda
söylediğim şeye, daha doğruya, daha iyiye, daha güzele götüren bir mücadeledir.
Yaşar Nabi Nayır: Halk ve Divan edebiyatlarımızdan bugün için faydalanma imkânı var mıdır?
Sanat, olmuş ve olacak her şeyden faydalanır. Bu materyali kullanacak olanlar ayıklamasını bilen in-
sanlar olmalıdır.
Yaşar Nabi Nayır: Bugünkü roman ve şiirimizi beraber ele alınca hangisini üstün buluyorsunuz ve
niçin?
Sabahattin Ali: Bugünkü roman ve şiirimizi ele alınca şiirimizde tek tük ileri hamleler görüyoruz.
Fakat romanda daha doğrusu epik sahada, üstüne düşen vazifeleri kısmen olsun yapmış bir eser orta-
da yoktur. Biraz acı ama bu böyle.
Yaşar Nabi Nayır: En çok sevdiğiniz ve tekrar tekrar okuduğunuz beş kitap?
Sabahattin Ali: Klim Samgin’in Yaşamı – Maksim Gorki
Ve Durgun Akardı Don – Mihail Şolohov
483