Page 535 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 535

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11          264

             9. ÜNİTE > Mülakat/Röportaj  Kazanım A.4.15: Metinlerden hareketle dil bilgisi çalışmaları yapar.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                        Metinde Dil Bilgisi                            35 dk.

             Amacı     Metinler üzerinde dil bilgisi çalışmaları yapabilmek.                     Bireysel

               Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)


                                               İnsan ve Meşe Arasında
             Dumanıyla, eli yüzü boyayan karasıyla, uykusuz geceleriyle odun kömürü üretimi, insanla meşe arasın-
             da geçen eski bir öykü. Bursa’nın orman köyü Dağakça sakinlerinin gurur duydukları bir sanat. İçinden
             duman ve yanık odun kokusu çıkan simsiyah tepeciğin üzerine çıkmış, ayaklarıyla yeri yokluyor Da-
             ğakçalı Emin. “Bak!” diyor, “Buraları yanmış, şimdi de şuraları yanacak, ondan sonra ateş yavaş yavaş
             alttaki odunlara inecek.” Bütün odunun yanması bir haftayla on gün arası sürüyor. “Emin bu süre zar-
             fında tepeyi birkaç saatte bir kontrol etmek, ateşin altlara ilerleyişini adım adım izlemek zorunda. “Gece
             iki saat uyudum sadece.” diyor ama gençliğinin etkisiyle olsa gerek, çok da yorgun görünmüyor, şaka
             yapmayı bile beceriyor: “Ben böyle nöbeti ne askerde tuttum, ne de bebek büyütürken…” Koku, duman
             ve sıcaklık bir yerden sonra yorucu gelmeye başlıyor, biz de tepeciğe dayalı merdivenden geri iniyoruz.
             İçindeki odunları ağır ağır yakan, burada “ocak” adı verilen siyah yığını arkamızda bırakıyoruz. 
             Odun kömürü üretimi gerçekten zorlu, emek isteyen bir iş. Ama her şeyin yapayının üretildiği bir çağda
             ondan hâlâ vazgeçemiyoruz, o ateşi bir şekilde hayatımızda tutmak istiyoruz. Artık kullanım alanları
             azalsa da doğallığı, verimi ve kalitesiyle değer verilen, geleneksel bir kaynak odun kömürü. Kırklareli’n-
             den Malatya’ya birçok yerde üretiliyor ve yöreden yöreye değişen torakçılık, torlukçuluk gibi isimlerle
             biliniyor. Üretimde farklı ağaç türleri kullanılabiliyor, ama en uygunu meşe. Bursa’da ise odun kömü-
             rü yapımına “ocakçılık”, az önce üstünde durduğumuz tepeciğe de “ocak” deniyor. Osmangazi ilçesine
             bağlı Dağakça ve yakınındaki küçük komşusu Uluçam, yörede ocakçılığı yaşatan son yerler. Dağakçalı
             İbrahim Durhan “Bizim köyümüz 700 yıllık.” diyor, “İlk kurulduğu günden beri de odun kömürü yapı-
             yor.” Bu sözler nesilden nesile aktarılan baba yadigârı bir mesleğe, başlıca ekmek kapılarına duydukları
             saygı ve bağlılığı gösteriyor biraz da.



                                                 Yeşil Âlemin İçinde
             Keles yolu, Bursa’nın ormanlarla kaplı dağlarının arasından kıvrımlar yaparak ilerler; insana ferah-
             lık, dünyanın giderek genişlediği duygusu verir. “Dağakça” tabelasından girildiğinde bir de yükselme
             hissi eklenir buna. Köy yolu döne döne dağlara tırmanırken sadece sağında ve solunda değil, altında
             ve üstünde uzanan manzaralara bakınca, insana, yolda gitmiyormuş da uçuyormuş hissi gelir. Artık
             neredeyse başınızın dönmeye başladığı noktada köyün girişindeki şu yazı yolun bittiğini haber verir:
             “Dağakça. Odun kömürü vardır.”
             Uludağ’a doğru dalga dalga yükselen silsilelerin bir köşesine sığınmış Dağakça, Bursa’nın en yüksek ra-
             kımlı köylerinden biri. Osmangazi Belediyesi Dağakça Hizmet Binası’nın bahçesi, köy içinde insanların
             buluşma yeri, aynı zamanda dağlara bakan yüksek bir teras. Arkalarda Uludağ’ın küçük zirvesi Keşiş
             Tepe’nin 2 bin 486 metrelik çıplak zirvesi hemen dikkat çekiyor. Onu çevreleyen ve neredeyse hiçbir
             insan izinin göze çarpmadığı yeşil âlem, rengini odun kömürünün de ham maddesi olan meşelerden
             alıyor.
             İbrahim Durhan “Aralarda çamlar da vardır ama burada ormanın asıl ağacı meşedir.” diyor. Köyde kü-
             çük çaplı buğday, arpa, mısır ekiliyor, keçi ve koyun besleniyor. Köylülerin kendilerine yetecek kadar
             bahçeleri ve meyve ağaçları var. Ama yaklaşık 200 haneli ve 700 nüfuslu köyün büyük bölümü, geçimini
             ocakçılıktan sağlıyor. Geçiniyorlar geçinmesine, ama kendilerinin köye gelen aracılara kilogramını 2
             liradan sattığı odun kömürünün marketlerdeki fiyatının 15-20 lira olduğuna da hayıflanmadan dura-
             mıyorlar.

                                                                  Mustafa Türker Erşen, İnsan ve Meşe Arasında





                                                                                                   533
   530   531   532   533   534   535   536   537   538   539   540