Page 218 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 218

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 12          107

             4. ÜNİTE > Roman  Kazanım A.2.12: Metinde edebiyat, sanat ve fikir akımlarının/anlayışlarının yansımasını değerlendirir.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                  Yaşananı Yaşandığı Gibi Anlatmak                     25 dk.
             Amacı      Metinde görülen edebî anlayışın diğer yazarlarla bağlantılarını belirleyebilme. Metni aynı, benzer, farklı veya karşıt   Bireysel
                        anlayıştaki metinlerle karşılaştırarak değerlendirme yapabilme.

               Yönerge  Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

                                                       Zeliş
             (…)
             O gün akşam üstü, yazıhanesinden çıktıktan sonra, her akşam olduğu gibi, Urla-İzmir şosesinde, tek
             başına Urla’nın dışına doğru, bir iki kilometre uzandı. Dönüşte, Urla’ya girerken, karşıdan Zeliş’in
             koltuğunun altında küçücük bir bohça, yanında bir delikanlıyla, kalkmak üzere olan son Urla-İzmir
             otobüsüne doğru koştuğunu gördü.
             Zeliş onun yanına gelince durdu. Yanındaki delikanlıyı gösterdi:
             − Buydu! Evlendik, nikâhtan geliyoruz! Teşekkür ederiz avukat bey!
             Sonra da Cemal’e döndü:
             − Avukat bey yazdı dilekçelerimizi.
             Cemal avukatı mahçup bir baş işaretiyle selamladı.
             Avukat sordu:
             − Peki şimdi nereye böyle acele acele?
             Zeliş karşılık verdi:
             − İzmir’e! Tütün işlemeye! Mağazalar açıldı artık!.. Çalışacağız…
             Geriden her ikisinin akraba kalabalığı yetişti. İleriden de kalkmak üzere olan otobüsün muavini ses-
             lendi:
             − İzmir’e gidecekler! Çabuk olun bakalım!..
             Zeliş, Cemal’in elinden tutup çekti.
             − Hakkınızı helal edin avukat bey!
             − Yolunuz açık olsun…
             Zeliş’le Cemal’in acele acele otobüse bindiklerini, arka sıraya yerleştiklerini gördü. Hısım akrabaları
             otobüsün gerisinde toplandılar.
             Daireler kapanmış, memurlar ikişer üçer, Urla-İzmir yolunda dolaşmaya çıkmışlardı. Ceza mahkeme-
             sinin tutanak yazıcısı, yanında hukuk mahkemesinin tutanak yazıcısı ile birlikte avukat Nihat’a yak-
             laştılar.
             − Kızın koltuğundaki o küçük bohçayı gördün mü Nihat Bey?
             − Gördüm.
             − O küçük bohçayı onların nerelerden, nasıl kurtardıklarını bir bilsen, kıymetini daha çok anlarsın!..
             Nihat, yazıcının dediklerini az çok bildiğini belirten bir işaretle gülümsedi. Ceza yazıcısı arkadaşını
             kastederek devam etti:
             − Buna her zaman söylerim evlen diye! Öyle şusu olsun, busu olsun, cebinde parası olsun diye bekler-
             sen, bu dünyada yalnızlıktan kurtulamazsın! Bir küçük bohça da adam olana yeter derim, anlatamam!
             Bana bin dereden su getirir!..
             Otobüsün kalktığını gördüler. Zeliş, arka camdan geride bıraktıkları herkesle birlikte onlara da el salladı.
             Ceza yazıcısı yüksek sesle tekrarladı:
             − Güle güle! Güle güle!..
             Sonra avukat Nihat’a döndü:
             − Bak Nihat Bey, otobüsün arka camında ne yazılı, okudun mu?
             Otobüs yol alırken, üçü de arka camda yazılı yazıyı okudular:
             “Güle güle!”
                                                                                        Necati Cumalı




                                                                                                   217
   213   214   215   216   217   218   219   220   221   222   223