Page 222 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 222
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 12 109
4. ÜNİTE > Roman Kazanım A.2.13: Metni yorumlar.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Zamanı Yakalamak 25 dk.
Amacı Metinle ilgili açık ve örtük iletileri, metinle ilgili tespitlerini, eleştirilerini, güncellemelerini ve beğenisini metne Bireysel
dayanarak ifade edebilme.
Yönerge Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
(…)
Tabiî... Hayatlarına biraz duygu, istisnaî zamanlar katmak istiyorlar. Herkes kendi boşluğunu bir par-
ça duygu ile doldurmak, kendini süslemek istiyor, fakat musikiden o kadar anlamıyorlar ki, şarkıları
güfteleri için seviyorlar. Zavallı Hayri Bey, siz garip bir adamsınız. Sizin bahsettiğiniz ölçüler geçmiş
zamanda kaldı. Onlar, hani şu demin söylediğiniz, ustadan ustaya mektuplardı. Şimdi artık o klasik
devirde değiliz. Isfahanla Acemaşiranı birbirinden ayırmak kimsenin aklından geçmez. Siz bana söy-
leyin, kimi taklit ediyor?
Meşhurların hemen hepsini... Fakat hepsini aynı sesle, aynı makamdan, aynı şekilde söylüyor...
Demek son derece şahsî! Mesele halloldu. Orijinal ve yeni... Dikkat edin, yeni diyorum. En büyük
harflerle yeni! Yeninin bulunduğu yerde başka meziyete lüzum yoktur. Şimdi seçilecek yol kaldı. Halk
musikisi mi, alaturka mı? Yoksa alafrangaya kaçan halk musikisi mi, yahut halk musikisine kaçan
alafranga mı? Amma, bunu burada, bu masa başında pek kesip atamayız. Fakat öyle sanıyorum ki,
sesin bahsettiğiniz meziyetlerine göre -Halit Ayarcı burada yüzünü buruşturdu ve parmaklarıyla çok
âdi bir kumaşı yokluyormuş gibi bir hareket yaptı- daha ziyade alafrangaya kaçan bazı mahallî halk
türkülerinde muvaffak olacaktır... Evet öyle tahmin ediyorum. Meğerki Türkçe tangoyu tercih etsin!
Yahut bazı şarkıları…
Yüzüme dalgın dalgın baktı.
(…)
Realist olmak hiç de hakikati olduğu gibi görmek değildir. Belki onunla en faydalı şekilde münasebe-
timizi tayin etmektir. Hakikati görmüşsün ne çıkar? Kendi başına hiçbir manası ve kıymeti olmayan
bir yığın hüküm vermekten başka neye yarar? İstediğin kadar uzatabileceğin bir eksikler ve ihtiyaçlar
listesinden başka ne yapabilirsin? Bir şey değiştirir mi bu? Bilâkis yolundan alıkor seni. Kötümser
olursun, apışır kalırsın, ezilirsin. Hakikati olduğu gibi görmek... Yani bozguncu olmak... Evet bozgun-
culuk denen şey budur, bundan doğar. Siz kelimelerle zehirlenen adamsınız, onun için size eskisiniz,
dedim. Yeni adamın realizmi başkadır. Elinde bulunan bu mal, bu nesne ile, onun bu vasıflarıyla ben
ne yapabilirim? İşte sorulacak sual.
(…)
Newton başına düşen elmayı, elma olmak haysiyetiyle mütalaa etseydi belki çürümüş diye atabilirdi.
Fakat o böyle yapmadı. Şu elmadan nasıl istifade edebilirim?.. diye kendine sordu. Azamî istifadem ne
olabilir?.. dedi. Siz de öyle yapın!
(…)
Bilin ki zamanımızda bu gibi işler için kuvvetle istemek kâfidir. Hayat yürüyor, Hayri Bey... Siz kelime-
lerle zehirlenin durun, hayat her gün yeni bir şey keşfediyor.
(…)
Ahmet Hamdi Tanpınar
221