Page 340 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 340
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 12 168
6.ÜNİTE> Deneme Kazanım A.4. 12. Metni yorumlar.
Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becersi Alan Becerileri: Okuma Becerisi
Etkinlik İsmi Güzele Yormak 25 dk.
Amacı Metinle ilgili tespit ve eleştirileri gerekçelendirerek yapabilme. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyup soruları metne göre cevaplandırınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Güzellik Üstüne
Erdem, değerli bir taş gibidir, en güzel görünüşünü yalınlık içinde kazanır; kendini de en iyi, yüzü
gözü güzel kimselerde değil, duruşu ağırbaşlı, yapısı biçimli kimselerde gösterir. Çok güzel kimsele-
rin erdemli olduğu hemen hemen pek az görülür, sanki doğa hiç eksiksiz bir iş yapma çabası içinde,
ruhsal bir bütün yaratmayı unutuvermiştir. Bu nedenle, böylelerinin kendileri güzeldir ama ruhları
yücelikten uzaktır, davranışlarıyla hoşa gitmeye, erdemli olmaktan daha çok önem verirler. Ama bu
kural her zaman geçerli değildir, çünkü Augustus Caesar,¹ Titus Vespasianus,² Fransa Kralı Güzel
Philippe,³ İngiltere Kralı IV. Edward,⁴ Atinalı Alkibiades,⁵ Şah İsmail⁶ hem ruhu yüce kişiler, hem de
çağlarının en güzel adamlarıydı. Güzellikte, çizgilerin uyumu renkten, davranışların ağırbaşlı, ince
oluşu da çizgilerin uyumundan daha önemlidir. Güzelliğin, hiçbir resimde dile getirilmeyecek, tek
bakışta kavranamayacak en değerli yönü de budur. Eksiksiz bir güzellik olmaz, en güzellerde bile
bir uyum aksaklığı vardır. Bu nedenle, Apelles’in⁷ mi yoksa Dürer’in⁸ mi resim yapmakta daha titiz
olduğunu söylemek oldukça güçtür: bunlardan birincisi, seçtiği birçok yüzün en güzel yanlarını bir
araya getirerek, ikincisi de, geometrik oranları gözönünde tutarak çiziyordu insanı. Böyle resimler
bence, bunları yapan ressamlardan başka hiç kimsenin hoşuna gitmez. Bununla, bir ressamın ger-
çekteki yüzlerin hepsinden daha güzel bir yüz çizemeyeceğini demek istemiyorum, ama bana kalırsa
bunu kurallarla değil, eşsiz bir ezgi yaratan müzikçi gibi, mutlu bir esinlenme ile yapmalıdır. İnsan
kimi yüzler görür, parçaları inceleyince hiçbirini güzel bulmaz, ama parçalardan oluşan bütün gü-
zeldir. Güzelliğin temel ilkesinin davranış inceliği olduğu bir gerçekse, yaşlı kimselerin çoğunlukla
daha sevimli görünmelerine hiç şaşmamak gerekir: “Pulchrorum autumnus pulcher.”⁹ Gençleri an-
cak, gençliklerinin her türlü eksiği örtmesinden dolayı güzel buluruz. Güzellik çabucak çürüyen, çok
dayanmayan yaz yemişlerini andırır;
(…)
Ama şu da kesin bir gerçektir: yerine düşerse güzellik ışığı, erdemleri aydınlığa çıkarır, kötülükleri
ise bastırır.
1. Augustus Caesar, gösterişli, yakışıklı bir adamdı. Onu öldürmekle görevlendirilmiş, bir Galyalının
bu görevi başaramadan geri döndüğü zaman “yüzüne baktığım an, vurmaya gönlüm elvermedi”,
dediği anlatılır.
2. İ.S. 70-79 yıllarında Roma imparatorluğu yapmış Titus Vespasianus da yakışıklı bir adamdı.
3. Fransa Kralı Philippe’e (1285-1314) görünüşünden dolayı “la Bel”, “güzel” adı takılmıştı.
4. İngiltere Kralı IV. Edward (1461-1483) hem yakışıklı hem de yiğit bir adamdı.
5. Alkibiades (İ.Ö. 450-404), zengin, yetenekli, yakışıklı bir adam, Sokrates’in sevdiği öğrencilerin-
dendi. Ünlü bir komutan, başarılı bir devlet adamıydı.
6. 1502 yılında İran’da başa geçen, Yavuz Sultan Selim’le savaşmış Şah İsmail de güzelliğiyle ünlüydü.
7. Apelles ilkçağ Yunan ressamlarının en ünlülerindendir. İ.Ö. 340-323 yıllarında yükselmiş, özellikle
kadın güzelliğiyle inceliğini dile getirmekte başarı göstermişti. Büyük İskender’in hem koruyucu-
luğunu hem de dostluğunu kazanmıştı.
339