Page 349 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 349

172       TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 12                          Ortaöğretim Genel Müdürlüğü




           “İnsanın öbür adı çevirici olmalı. Yaşamak çevirmektir. Çevirerek yaşar insan. Çevirmeden yaşam
           yok. Daha biyolojik, fizyolojik aşama bir çeviri. Alınan besin ile içe çekilen havanın nasıl enerjiye dö-
           nüştüğünü şöyle bir düşünmek yeter. Bir havanız sanki biz. Aldığımızı, karıştırıp öğüterek sindiririz.
           Kesin sınırlarla birbirinden ayırt edilmese de, biyolojik aşamanın ötesi, insan - toplum - kültür - tarih
           boyutumuzsa algılar, duyumlar, kavramlaştırmalar, düşünmeler, insanlararası ilişkiler, toplumsal al-
           gılar, hukuktan ekonomiye, eğitimden yönetime her türlü kurmalar, kuramlar, kurgular, kuruluşlar,
           hepsi hepsi; karışık, karmaşık, kat kat, boğum boğum bir çeviri.”

           Yazınla, şiirle, bilimle uğraşıp da çeviri sorunu üzerinde durmayan biri gösterilemez ki! Hele bizim
           toplumumuzun çeviri gereksemesi gittikçe artmaktadır, çağımızı yakalamanın kaygısı zorunlu kılıyor
           bunu.

           (…)
                                                                    Melih Cevdet Anday, Geleceği Yaşamak

          1.  Metinde geçen Yazınla, şiirle, bilimle uğraşıp da çeviri sorunu üzerinde durmayan biri gösterilemez
              ki! Hele bizim toplumumuzun çeviri gereksemesi gittikçe artmaktadır, çağımızı yakalamanın kaygı-
              sı zorunlu kılıyor bunu. ifadesi üzerinden düşündüğümüzde yabancı yazarlardan deneme türünde
              eserler okumanın düşünce dünyamıza ne gibi katkıları olabilir? Düşüncelerinizi nedenleriyle belir-
              tiniz.












          2.  Melih Cevdet Anday'ın daha çok şiir ve sanat üzerine denemeler yazmasının nedeni ne olabilir?
              Düşüncelerinizi yazınız.












          3.  Dünya edebiyatında 16. yüzyılda yazılmaya başlanan deneme, Türk edebiyatında Tanzimat Döne-
              mi'inde ilk kez görülmüş, Cumhuriyet Dönemi'nde ise 1940'lı yıllardan sonra  gelişme göstermiştir.
              Sizce denemenin Türk edebiyatında edebî bir tür olarak çok geç yer almasının türün özellikleri ile
              bir ilgisi olabilir mi? Düşüncelerinizi gerekçeleri ile yazınız.
















                Karekod
          348    Alanı
                                                                                        Hazırlayan: Ali KAYA
   344   345   346   347   348   349   350   351   352   353   354