Page 173 - Türk Dili ve Edebiyatı - 9 | Beceri Temelli
P. 173
89 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9 Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
4. ÜNİTE > Masal/Fabl Kazanım: A.2.14. Yazar ile metin arasındaki ilişkiyi değerlendirir.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi MASALCI BABA 20 dk.
Amacı Masal dünyasının dilini tanıyabilmek ve anlayabilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyup soruları cevaplayınız.
HER MASALIN BAŞI
Bizim de bir masal dünyamız var, uçsuz bucaksız bir dünya bu! Keloğlan’ı da içine alır, Köroğlu’nu da peri kızını
da içine alır, dev anasını da seni de içine alır; beni gene de bir fındık kabuğuna sığar, yedi dünyaya sığmaz. Hani,
şu masal dünyasını bir dönüp dolanayım diye demir çarık, demir asa yola düşseniz dere, tepe düz, altı ayla bir
güz gitseniz, bir arpa boyu yol gidersiniz ancak! İyisi mi gelin derelerden sel gibi, tepelerden yel gibi geçerek; lale,
sümbül derleyip soğuk sular içerek; daha da yorulursanız Hızır’ın atına binerek bir tandır başına götüreyim sizi.
Vay, ne masallar, ne masallar var orada; makas kesmedik, iğne batmadık masallar! Oturup bunları dinlemekle
kalkıp şu dünyayı dolaşmak bir bence!… Öyle ya, masal deyip geçmeyin; kökleri vardır geçmişte, dayanır durur
dağ gibi!… Dalları var üstümüzde; yeşerir gider, bağ gibi!… Ama anlatılacağı gibi anlatılırsa… Zira asıl tadı
anlatılışındadır bunların hele masal ağzıyla iki tekerleyip bir yuvarlamasını bilen masal ustalarından dinlenirse
tadına doyum olmaz doğrusu. Ha, işte bu niyetle sizi bir tandır başına götüreyim dedim ama bir yer bulabilirsek
ne mutlu! Çünkü Allah’ın kışı, tandırın başı olur da kim gelmez. Çağrılan da gelir, çağrılmayan da haylanan da
gelir, huylanan da ahlanan da gelir, ohlanan da… Kambur Ese de gelir, Sarı Köse de hasılı, seyrek basandan sık
dokuyana, bir taşla iki kuş vurandan her yumurtaya bir kulp takana kadar kim var, kim yok, sırtı bütün, karnı
tok… Cümlesi gelir, toplanır ama masalcıbaşıya masala başlatmak kolay mı? Mübarek, kendini naza çektikçe
çeker, onu söyletmek için her biri bir dereden su getirmeye başlar. Kimi yukarıdan atıp aşağıdan tutar, kimi ağ-
zını yumup dilini yutar; kimi ince eğirip sık dokur, kimi süt dökmüş kedi gibi oturur; kimi akıntıya kürek çeker,
kiminin kırdığı ceviz kırkı geçer; daha daha bir yığın maval, martaval derken masalcımızın çenesi açılır, gayri
öyle bir dizip koşar ki ağzından bal akar, dili de kaymak çalar balın üstüne!
İmdi, kalem benim, söz onun; nokta benim, harf onun; okuyun okuyabildiğiniz kadar. Okudukça gönlünüz gül
olup açılacak, diliniz de bülbül olup şakıyacak!…
(Düzenlenmiştir.)
Eflatun Cem Güney, Nar Tanesi, Doğan Kardeş Yayınları, İstanbul, 1945.
1. Eflatun Cem Güney, masallarla “fındık kabuğunun içine sığan ama yedi dünyaya sığmayan” bir
tecrübeyi çocuklara anlatmaktadır. Sonsuz bir hayale davet etmektedir çocukları. Günümüz fan-
tastik eser yazarlarının anlatımıyla yukarıdaki anlatımı karşılaştırdığınızda ne gibi farklar görü-
yorsunuz? Açıklayınız.
2. Metinden hareketle “Masalcı Baba”yı küçük kardeşinize tanıtan iki cümle yazınız.
3. Eflatun Cem Güney, masal üzerine yaptığı çalışmalardan dolayı “Masalcı Baba” adıyla anılmakta-
dır. Yazarın kişiliği ile seçtiği anlatım arasında bir bağ olup olmadığını gerekçesiyle birlikte yazınız.
4. Eflatun Cem Güney gibi derlediğiniz ve yazdığınız masallarla tanınmak ister miydiniz? Gerekçele-
riyle yazınız.
172
Hazırlayan: Sami DEMİRBAĞ