Page 15 - Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi | 2.Ünite
P. 15
II. Dünya Savaşı’nın başlaması ile Yahudiler, Romanlar ve işgal edilen bölgelerdeki halklar toplama
kamplarındaki gaz odaları ve fırınlarda soykırıma (holokost) tabi tutulmuştur. Bu ölüm kamplarının en
bilineni yüz binlerce insanın öldürüldüğü Auschwitz (Auşvitz) kampıdır. Sakatlar, doğuştan engelliler,
savaş tutsakları, komünistler, iç muhalefet üyeleri ve daha birçok insan toplama kamplarında sistemli bir
şekilde öldürülmüştür. Bu şekilde öldürülenlerin sayısının 6 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Ayrıca ilerleyen Alman ordularının işgal ettiği bölgelerde Einsatzgruppen (Aynzatzgurupen) adı verilen
birlikler ölüm listeleri oluşturarak infazlar gerçekleştirmiştir.
İşgal edilen bölgelerde ilkokul ve teknik okulların dışındaki tüm yükseköğretim kurumları kapatıl-
mıştır. Tüm kaynaklar sömürülmüş, esir edilen milletlerin Germenleştirilmesi yoluna gidilmiştir. Tüm bu
faaliyetler oluşturulmaya çalışılan grossraumlarda [grosraum (büyük alanlar)] yeni düzen adına sistemli
bir şekilde yapılmıştır.
Tablo.1: II. Dünya Savaşı’nda Almanya’da Öldürülen İnsan Sayısı GROSSRAUM
YER ÖLÜ SAYISI
Gettolarda öldürülenler 800.000
Merkezinde Almanya’nın
Einsatzgruppenler tarafından öldürülenler 1.300.000 yer aldığı Avrupa’nın yeni
1941-44 yılları arasında ölüm kamplarında öldürülenler 3.000.000 düzeninde oluşturulan eko-
TOPLAM 5.100.000 nomik ve siyasi alanlardır.
Langois, 20. Yüzyıl Tarihi, s. 256
SSCB, insan hakları ihlalleri noktasında Almanya’dan farklı değildi. Almanya aleyhine yürüttüğü siyase-
tin bir gereği olarak işgal ettiği bölgelerde yandaşlar tesis etti ve kendi sosyalist fikirlerini yaymaya çalıştı.
Böylece kendine uydu devletler oluşturarak arzuladığı dünya düzenini kurmak istedi. SSCB, savaşın son
aşaması olan 1944-45 yıllarında Alman işgalini sonlandırmak bahanesi ile girdiği ülkelerde (Macaristan,
Romanya, Bulgaristan, Çekoslovakya ve Polonya) kendine muhalif olan gruplara karşı hiçbir insan hakkı
ihlalinden çekinmedi.
SSCB, insan hakları ihlallerini ülkesindeki azınlıklara da uyguladı. Sovyet idaresine itaat etmeyen bilim
insanları Gulag denen kamplarda çalıştırıldı. Devletin savaş ortamından dolayı ihtiyaç duyduğu gıdalar
zorla toplanarak halk açlığa ve ölüme mahkûm edildi. Azınlık durumundaki halklar, özellikle de Türkler zor-
la cepheye götürülerek ön saflardaki ölüm birliklerinde savaşa zorlandı. 1943’te topyekûn sürgüne gönde-
rilen Karaçaylılar Kafkasya’dan sürgün edilen ilk halk oldu. 1944’te insanlık dışı hareketlerle 190 bin Kırım
Tatarı ve 115 bin Ahıska Türkü Rusya’nın farklı bölgelerine sürgün edildi (Görsel 2.13). İnsanlar, toprakları-
na el konularak devlete ait çiftlikler olan kolhozlarda zorla çalıştırıldı. Savaş sanayisinde olumsuz şartlarda
çalıştırılan ve hiçbir karşılık alamayan işçiler hak ihlaline uğratılarak açlık ve ölüme maruz bırakıldı.
Nazi Almanyası’nın ve SSCB’nin insanlık
dışı uygulamalarından biri de “Ya bendensin ya
da karşı taraftan.” anlayışıydı. Bu iki devlet ara-
sındaki savaşa sahne olan Avrupa kıtası, tarihin
gördüğü en büyük insanlık dramlarına şahitlik
etti. Her iki devlet de sadece kendi rejimleri ile
bu doğrultuda kuracakları yeni dünya düzenini
gerçekleştirmeyi amaçladı. Bunun yanı sıra Afri-
ka ve Asya bölgelerinde de insan hakları ihlalleri
görüldü. ABD’nin Hiroşima ve Nagazaki’ye attığı
atom bombası neticesinde yüz binlerce masum
insan öldü. Atom bombalarının günümüze kadar
gelen radyasyon etkileri nedeniyle pek çok insan-
da sağlık sorunları görüldü. Japonya’nın Asya’yı
işgalinde de insan hakları ihlalleri yaşandı. Görsel 2.13: II. Dünya Savaşı sırasında göç
67