Page 18 - Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi | 2.Ünite
P. 18
İtalya, Afrika’daki bütün topraklarını kaybetti. Ay-
rıca 1947 Paris Antlaşması ile Oniki Ada’yı Yuna-
nistan’a bıraktı. İtalya’nın, büyük bölümü SSCB ve
Yugoslavya’ya olmak üzere 1 milyon 250 bin dolar
savaş tazminatı ödemesine, Tuna Neh ri’nin ulusla-
rarası bir su yolu olmasına ve Trieste’nin Birleşmiş
Milletler denetiminde bir serbest liman ol masına ka-
rar verildi.
Almanya silahtan arındırıldı, sınırları daraltıldı
ve askersizleştirildi. Avusturya, Almanya’dan ayrıl-
dı. Almanya ve başkenti Berlin, Potsdam’da alınan Görsel 2.16: II. Dünya Savaşı’nda Japonya’nın
karara göre dört işgal bölgesine ayrıldı. Yerel yöne- teslim antlaşması
timler İngiliz, Amerikalı, Fransız ya da Sovyet subayların başkanlığındaki komitelere bırakıldı. Müttefikler
Batı Almanya’da seçimleri yaptırarak Bonn merkez olmak üzere 1949’da Federal Almanya Cumhuri-
yeti’ni (Batı Almanya) kurdular. Sovyetler Birliği buna karşılık Berlin başkent olmak üzere Demokratik
Almanya Cumhuriyeti’ni kurdu.
Müttefik Devletler Almanya’ya savaş tazminatı ödetilmesi konusunda ısrarlı davrandılar. SSCB’nin
talebi 20 milyar dolardı. Sovyetler Birliği savaş tazminatına karşılık olarak çekilme esnasında sanayi
tesislerini, demir yollarını ve enerji istasyonlarını sökerek götürdü.
Avusturya ve başkenti Viyana, Almanya gibi dört işgal bölgesine ayrıldı. Dört işgalci güçle imzalanan
barış antlaşması (1955) ile Avusturya’da cumhuriyet yönetimi tam egemenlik kazandı.
İki büyük ideolojinin arasında kalan Polonya’da sivil kayıplar dört beş milyon civarında oldu. Nazi ik-
tidarı Polonya’da iki buçuk milyondan fazla Yahudi’yi öldürmüştü. Stalin, Yalta’daki taahhütlerini bozarak
özgür seçimleri sürekli erteledi ve Polonya’da Lublin Polonyalıları adıyla bilinen geçici kukla bir hükû-
met kurdu. Almanya sorununun çözülmemiş olması ve SSCB’ye duyulan ihtiyaç, İngiltere ve ABD’nin
Polonya konusunda sessiz kalmasına yol açtı. İngiltere ve ABD, küçük değişiklikler yapılmış olan Lublin
Polonyalıları kabinesini Varşova’nın meşru hükûmeti olarak kabul etti.
Dünyanın ilk atom bombalarının üçer gün ara ile üzerine atıldığı Japonya, 14 Ağustos 1945’te kayıt-
sız şartsız teslim oldu (Görsel 2.16). Tarihi boyunca ilk kez işgale uğrayan, siyasi ve ekonomik olarak
da uzun yıllar ABD’nin etkisi altına giren Japonya, General MacArthur’un (Mekartur) nezareti altında
demokratik usullerle seçilen bir hükûmet tarafından idare edildi. Parti sistemi yeniden kuruldu. Japonya
dışında kalan bölgeler eski sahiplerine geri verildi.
II. Dünya Savaşı’na sonradan dâhil olan ABD, geliştirdiği atom bombası teknolojisiyle dünya siya-
setinin en önemli gücü hâline geldi. Birleşmiş Milletlerin New York merkezli Uluslararası Para Fonunun
(IMF) Washington (Vaşingtın) merkezli faaliyete başlaması, ABD’nin dünyanın merkezî gücü olmaya
başladığını ortaya koymaktaydı. ABD, Avrupa’nın savunması ve güvenliği için hazırladığı 1947 Truman
Doktrini’yle, ekonomik yardımlar için hazırladığı 1947 Marshall Planı’yla ve Kuzey Atlantik Antlaşması’na
(NATO-1949) dâhil olmasıyla dünyanın iki süper gücünden biri oldu.
Savaş sonrası ilk yıllarda Sovyetler Birliği’ne duyulan büyük bir saygı vardı. II. Dünya Savaşı’nda
oynadığı rolle Doğu Avrupa’yı Nazi baskısından kur-
taran Sovyetler Birliği’nin itibarı arttı. Faşizme karşı
duyulan tepki komünizmi saygın hâle getirdi. Batı
Avrupa’daki komünist partiler faşizm karşısında ka-
zanılan zaferle çok güçlendi. Sovyetler Birliği ken-
disini bütün özgürlük hareketlerinin hamisi olarak
gördü. En güçlü bağlar Vietnam, Arap dünyası ve
Küba ile kuruldu. SSCB 1949’da atom bombasını,
1953’te hidrojen bombasını (Görsel 2.17) geliştirdi
ve bu alandaki Amerikan tekeline son verdi.
Görsel 2.17: Hidrojen bombası
70