Page 16 - Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi | 2.Ünite
P. 16
Uzun vadede barış için atılması düşünülen adım-
lardan önce savaş sırasında yaşanan insan hakları
ihlalleri ve insanlık suçları için Almanya ve Japonya’da
mahkemeler kuruldu. Özellikle Almanya’da kurulan Nür-
nberg Mahkemeleri (Görsel 2.14) dünya ve insanlık tari-
hi açısından önem arz etmektedir. Nazilerin tasfiyesinin
amaçlandığı bu davalarda birçok idam cezası verildi.
Tokyo’da kurulan Savaş Suçları Mahkemesinde
ise Japon İmparatoru ve Prensi hariç tüm yetkililer yar-
gılandı.
Görsel 2.14: Nürnberg Mahkemeleri
Japon Amerikalılar
1941’de Amerika kıtasında yaşayan 120 binin
üzerinde Japon vatandaşı vardı. Bunların %60’tan
fazlası Birleşik Devletler vatandaşıydı ve Hawaii
nüfusunun 1/3’ünden fazlası Japon soyundandı.
Hawaii’de bulunanların normal bir yaşam sürmesine
izin verilse de bu insanlar çok yakından izlendi.
Bununla birlikte 1942 yılının ilk dönemlerinde
Amerika’nın batı sahili boyunca yaşayan Japonların
neredeyse tamamı iç bölgelerdeki bir dizi toplama
kampına tehcir edildiler ve 1944 yılının sonuna
kadar bu kamplarda tutuldular. Casusluk ve sabotaj
korkusu, açıklanan resmî nedendi fakat tehcirin Görsel 2.15: Amerika’da toplama kamplarındaki
gerçek nedeni ırkçılıktı. Kanada da kendi Japon Japonlar
nüfusuna, benzer bir politika uyguladı (Görsel 2.15).
Tarihçi Yazar, Donald Sommerville, II. Dünya Savaşı, s. 79
2.3.2. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi
II. Dünya Savaşı’nda milyonlarca insana yönelik insan hakkı ihlaline karşı ortaya konulan İnsan Hak-
ları Evrensel Beyannamesi, temelinde birçok sebebi barındırmaktadır. Küresel savaş, kazanan ya da
kaybeden herkeste çok derin yaralar açtı. Var olan her şeyin yerle bir olduğu dünyada yeni bir başlangıç
için ABD’nin önderliğinde 14 Ağustos 1941’de Atlantik Bildirisi ilan edildi. Bu bildirinin temelinde hürri-
yet ve demokrasi ruhu vardı. Sonrasında Almanya’ya karşı savaşan 26 devletin imzasıyla yayımlanan
Birleşmiş Milletler Beyannamesi ile savaş sırasında ve sonrasında oluşturulacak barış ortamı için ciddi
adımlar atıldı.
II. Dünya Savaşı'ndan sonra insan hakları ihlalleri ülkelerin iç sorunu olmaktan çıktı. Devletlerin in-
sanı ve insan haklarını korumak için ilk somut adımı, 1945’te ABD’nin San Francisco kentinde yapılan
konferans ile 24 Ekim 1945’te Birleşmiş Milletler Teşkilatını kurmak oldu. İnsan Hakları Evrensel Be-
yannamesi (İHEB) 10 Aralık 1948’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Türkiye’nin de içinde bulundu-
ğu 48 ülkenin evet oyu ile kabul edildi. ABD Başkanı Roosevelt kendi çabaları ile çıkarılan bu bildiri için
“Tüm insanlığın Magna Carta’sıdır (Magna Karta).” sözünü kullandı. Tavsiye niteliğinde 30 maddeden
oluşan bildiri bağlayıcı değildi. 1976’da 35 ülkenin imzalamasıyla İHEB hem bağlayıcı hem de yüküm-
lülük getiren bir içerik kazandı.
68